tag:blogger.com,1999:blog-87562984782414758232024-03-25T09:10:57.679+03:006 ÜSTÜ KADINBana bir içki koy bebeğim, serrt olsun!lilithhttp://www.blogger.com/profile/09373215896829949295noreply@blogger.comBlogger90125truetag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-49906724019302898862013-02-22T02:38:00.002+02:002013-02-22T02:43:04.253+02:00Sezen Anasına Küsse Tüm Şehir Ona Küser, Biz Kendimize Küstük Kimse Siklemedi AmkTam olarak kaç zaman gerekir? Zaman mı gerekir?<br />
Yoksa başka bir şey mi?<br />
Ne o?<br />
Çokça yarrak? <br />
Çokça şarap?<br />
Çokça kitap?<br />
Ne o Allah'ın cezası şey ne?<br />
<br />
Kafamda deli sorular...<br />
<br />
Aylar aylar önceki ruh hailmin özeti.<br />
Çok da merak edenler en son yazımda zaten bunu idrak etmişler. Uzun zamandır yazmadım fakat gözüm hep blogta, yorumlarda. Tesadüfen bu akşam yine bakarken rastgele yayınladığım fakat vakitsizlikten doğru düzgün okuyamadiğim yorumlara bakiverdim tekrar. Severek takip ettiğim, hatta cok uzun süre yazsa da şenlensek diye beklediğim T.I vesile olmuştur bu yazıma, bir önceki yazıma yaptığı yorumuyla.<br />
<br />
Geriye dönüyorum bakıyorum, kendime soruyorum: "Hâlâ aynı mı hissediyorum?" diye. Cevap veremeyecek kadar karmaşık artık duygularım geçmişe dair. Ve geç de olsa farkına vardığım şey şu ki: Bir insandan nefret etmesi bile özen istiyor. Bir insandan nefret edeceksen şayet; günün 24 saatinin en az uykudan arta kalan her anında hakkını vererek nefret etmen gerekir. Bu da çok nizam isteyen bir iştir. Yemek yerken nefret etmek, yürürken nefret etmek, televizyon izlerken nefret etmek, duş alırken nefret etmek, soğan doğarken nefret etmek, bulaşıkları yıkarken nefret etmek, sıçarken neferet etmek... Her defasında da, bütün bu safhalarda, bunu yapabilmek için hatırlamak zorunda olduğun 3. tekil kişi...<br />
<br />
Baktım olmuyor böyle.. Nefreti kendime yönelterek, daha fazla acı çekmenin beni daha iyi yapacağına inanmaya başladım. Yeni işkence aracım buydu. Kendimi cezalandırdım çok uzunca bir süre. Çünkü artık 'hata' diye siktirip atamayacak kadar yormuşsan ruhunu daha evvel; başkaca yol sinmiyor içine. Biraz alkol, biraz işkence. Ruhu mazoşist olanlara şiddetle tavsiye ettiğim ve dünyanın herhangi bir yerinde, bu sebepten hakkınızda mahkumiyet kararı verilmesini gerektirmeyecek legal bir eylem: ruhun alabildiğine işkence. Sabah kalk, kendine söv, tekrar yat, tekrar kalk bu kez anana söv, duşa gir, hazırlanırken babana söv, sokağa çık, aptallığına döşen, bir kafeye gir; eşek kadar olmana rağmen hâlâ kimi sevmesi gerektiğini ögrenemeyen kalbine<br />
küfret, işe git ve aşka zaman bulamayacak kadar seni meşgul kılmayan patronuna giydir.<br />
<br />
Olmuyor di mi?<br />
Olmuyor. (OLDU)<br />
<br />
Bitti. Her şey bir film sahnesi gibi oldu hatta. Onca fırtına oldu, insanlar öldü, insanlar doğdu, bu dünyaya yeni adımını atanlar günlerce bu dunyaya gonderilmek icin ne kötülük yapmış olabileceklerini sorguladillar. Bulamadılar. Ne zaman ki bıktılar, fırtınalar durdu. Bir yerde hayatlar kesişti. Sorgulamalar anlık da olsa rafa kalktı. Güneş doğdu. Kemikler ısındı. Zor oldu, ama oldu.<br />
<br />
<br />
<br />Morpheushttp://www.blogger.com/profile/07636027261290616284noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-12297578655345325662013-01-27T01:36:00.001+02:002013-01-27T01:48:49.722+02:00Pornografik kavgaHerkes nerelere kaybolmuş? Bir zamanlar ne sık yazardık buraya, çok da takip edilirdik. Hazır kimse yokken bir şeyler karalayayım ne yapayım... Sessizliği sevmiyorum. Hem belki bir başlangıç olur.<br />
<br />
İçkiliyim ama çok değilim. Dün o kadar çok içmişim ki, bugün içecek halim kalmamış. Manitayla kavga ettik dün. Bu arada aktı gitti zaman farkında mısın? Eskiden kim vardı hayatımda, hatırlayamıyorum bile. Ama şöyle tanıtalım madem, tanıdığım en iyi adam o. Hani senin benim gibi. İyi niyetli, güçlü, yakışıklı. Ve ben hala bu adamla kavga edebiliyorum düşün. Bu kadın olmak işi çok sıkıcı aslında. Her seferinde yeni bir kavga sebebi bulabiliyorsun. Dünkü olay mesela, sadece olay çıkması gerektiği için olay çıkardığım bir şey. Hani hayat şartları bana geçirmiş bunu, "burada tepki vermelisin nasıl kızsın aloo" demiş. Ben de verdim.<br />
<br />
Gece içiyoruz bununla. Konu doğal olarak erotiğe kaydı. Pozisyonlardan falan bahsediyorduk, hani aramızda o an bir şey geçmiyor. Bu dedi ki "Geçen bir filmde gördüm, şöyle şöyle giriyordu kadının içine."<br />
<br />
"Aa açsana izleyelim" dedim. Adam da gayet doğal gitti açtı. 36. dakikadan sonra başlıyor falan gibi bir şeyler diyor. "E başını da izleyelim" dedim, çünkü kadınlar porno filmde pozisyona odaklı değildir. Hani başını, sonunu görüp bir hikayeye uydurmak isterler. Erkekler gibi sadece deliğe giren bir şey görmek tatmin etmez. Neyse film başladı. Zaten film başladı ben gerilmeye başladım. Şimdi ben sarışınım abi ve baya beyazım. Filmdeki kadın siyah saçlı, oldukça koyu tenli, küçük memeli, daha tahta bir kadın bana göre. Hoşlandığı kadın tipinin bu olduğunu düşünmeye başladım, gerildim ama bozmadım hala izliyoruz. Kadın mutfağa girdi. O arada gömleğinin düğmelerini açtı. Mutfakta bir şeyler yaptı. Dakika 15 oldu hala erkek yok. Kadın geziniyor. Sanki kadının hayatını belgesel yapmışlar. Altı üstü bir senaryoya koyup seviştireceksin. Neyse ben hızlı içmeye başladım ama gerildikçe geriliyorum. Kadın benle çok alakasız ya. Bu tipten hoşlanıyor demek benimki. Yoksa niye seçer ki insan sıradan bir porno filmde bunu.<br />
<br />
Dakikayı ileri alsana dedim, ileri almaya çalışırken film durdu, yasaklandı falan bir şeyler oldu. Biliyorsunuz bir Türkiye klasiği, yasaklar... Benim zaten kendi bilgisayarımda porno namına bir şey açılmıyor. Film kapanınca "Sen ben yokken film mi izledin?" dedim. Adam bildiğin süt dökmüş kedi gibi sindi, "özür dilerim aşkım. yapmamalıydım aşkım. pozisyona bakmak istemiştim" falan diyor. Ama ne özürler diliyor. Hazır özür diliyor, bari biraz suçlu hissettireyim dedim. Ben ilişkide hiç üste çıkamam, peşimden koşturamam. Elime geçti ilk kez. "Yatıyorum ben" deyip gittim yattım.<br />
<br />
Sabah işe gitmiş, ben de kalktım işe gittim. Aramıyor. Sadece bir mesaj atmış. "Beni affetmezsen anlarım, özür dileyecek yüzüm yok" diye.<br />
<br />
Bu kez de beni bir korku aldı, adam beni bırakmak için fırsat mı buldu nedir yani, nasıl, niye özür dileyemiyorsun ya. Neyse en son aradım, açtı ama o kadar kötü ki sesi. "Oğlum dedim, bu kadar kolay kurtulabileceğini mi sanıyorsun benden... "<br />
<br />
Şaşırdı. Hala da tam anlayamadı. Nasıl oluyor da bir kadın, sevgilisinin porno izlemesine kızmaz bunu algılamakta zorlanıyor.<br />
<br />
Adam haklı, hala kadın forumlarına girdiğinde "kocam porno izliyor boşanacağım" diyen hatunlarla karşılaşıyorsun. Ama yanından kalkıp gidip de film izlemiyorsa adam, çok da dert değil sanki ha? Ben de izleyebilirim hatta.<br />
<br />
Bunu da kısıtlamak biraz fazla hani....<br />
<br />
Yazdıkça aklıma geldi. Daha önce de böyle bir yazı yazmışım, porno ile ilgili... Şöyle bitiyordu, yine aynı bitsin başlangıç yazımız...<br />
<br />
-bir kadın film seyrederken başka bir adamla hatta birkaç adamla beraber olduğunu hayal etse de; son sahnede, orgazm anında aşık olduğu adamın adıyla inler.<br />
<br />
-beraber olmuş olduğunuz adamın sizi düşünerek mastürbasyon yapması müthiştir. bir adamın yatağına girmek kolaydır, aklına girmek kimi zaman imkansız.<br />
<br />
<br />lilithhttp://www.blogger.com/profile/09373215896829949295noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-47585773468366137272012-06-16T16:28:00.001+03:002012-06-16T16:28:28.074+03:00Hayal KırıklığıMerhaba,<br />
Israrla yazı girmemizi istediğiniz için giriyorum bu yazıyı. Bense aylardır yazmaktan kaçıyorum. Diğer karılar ne haldeler hiçbir fikrim yok, herkesin şahsi hesabı, mail adresleri falan var gidin sorun ne yarrak yiyolarmış; ben de meraktayım.<br />
<br />
9 aydır kendime gelmeye çalışıyorum. <a href="http://sertolsun.blogspot.com/2012/01/orda-biri-var-mi.html">En son Orda Biri Var Mı?</a> yazısında bahsetmiştim biten son ilişkimden. Kendime itiraf etmem aylarımı aldı fakat sonunda hala bitmiş bir ilişkinin ardındaki yıkıntılarla boğuştuğumu kabullendim. Neden bu kadar zorlandığımı biliyorum. Çünkü ben çok güçlü bir kadındım ve bir erkek benim hayatımda derin izler bırakamazdı. Bir erkeğe gelene kadar daha mühim meseleler vardı.<br />
Bir erkeği geçtim onunla yaşamış olduğum ilişki iyi, kötü, berbat, tutku, arzuya dair ne varsa barındırıyorduysa bile benim dönüm noktam asla ve asla olamazdı.<br />
Büyük yanılmışım.<br />
<br />
Sonuncusu da dahil olmak üzere 3 adam sevdim ben. Evet hepsini çıldırırcasına sevdim. Kahrolurcasına sevdim. Ölür gibi sevdim. Karşılığında ölür gibi de sevildim. Bunlardan yana hiçbir sıkıntım olmadı yani benim. Aşksa aşk, tutkuysa tutku, nefretse nefret, şiddetse şiddet hepsini barındıracak kadar büyük kalpleri olan adamlardı karşımdakiler; yine onların karşısında da tüm duyguları göğüslenebilecek kadar cüretli bir kadın vardı: O da ben.<br />
Nihayetinde bitiyor her şey, sonsuza dek sürmüyor ki sürmesin de zaten, sonsuz aşka inanan aptallardan olmadım hiç ben. Bu hayatta her şeyin hatta insanoğlunun bile bir kullanma süresi varken; insanoğlunun içinde büyüyen duyguların bir son kullanma tarihinin olmamasına inanan zavallılardan olmadım. Ve biten şeylerin ardından da olanı biteni eşeleyen hayvan misali dolanmadım ortalıkta. Bilmiyorum, belki de en büyük aptal ve de hayvan benim, belki de sizin yaptığınız doğruydu. 'Üstünü karaladığın yazıları okumaya çalışmak' bana göre büyük aptallık, size göre belki dünyanın tek doğrusu; dediğim gibi bilemeyiz.<br />
<br />
Aylardır uykularımdan uyanıp ağlıyorum, hayatıma böyle birinin girmesine izin verdiğim için. Hayatıma girmesine izin verdiğim gibi ruhuma dokunmasına müsade ettiğim için. Yol yakındı, erken döndüm o yüzden ben, lakin bilemedim bunca sarsıcı bir zaman diliminin beni beklediğini.<br />
Kendimi sikiyorum sinirden, öldürmek istemek gibi vahşi duygular barındırıyorum içimde ona dair. Hayatımda hiç kimsenin ölmesini bu kadar yürekten istememişimdir. Her sabah yataktan kalkarken "Allahım neden hala yaşamasına müsade ediyorsun?" oluyor kurduğum ilk cümle.<br />
Bahsetmiştim, aldatılmadım ben, ne olmuş olabilir diyorsunuzdur belki.. Hiç inancım kalmadı yetmez mi?<br />
Son inancımı da onla tüketmişim ben, benim inancımın da son kullanma tarihi ona denk gelivermiş, sebebi o oluvermiş. Belki de karşıma çıkmaktan başka hiçbir suçu yoktu. Çıkmasaydı abi o zaman, sevdirmeseydi kendini, hadi sevdirdiyse neden bütün inancımı yalanlarıyla sikti attı. bütün doğrularımızı tek bir yalanıyla sikti attı.Kimseye yanaşamıyorum artık. İsimlerini söylerken bile insanlar tanışırken, aklımda binbir tilki dolaşıyor. "Kesin yalandır amınakoyayım." cümlesi her seferinde aklımdan geçiyor, ki ilgilenmiyorum bile var olan doğrularıyla insanların.<br />
<br />
Beslediğim nefret bazen şiddetini azaltacak gibi oluyor, aklıma birlikte uyandığımız sabahlar geliyor. Birlikte uyuduğumuz akşamlar. Seviştiğimiz geceler. Bitmesin diye yalvardığımız geceler. Sebepsiz ağladığımız geceler. 'Geleceğimize' diye kaldırdığımız kadehler. Zevkle içtiğimiz sigaralar. Mutlulukla hazırlanmış sofralar. Şiddetle edilen kavgalar. Ardından gelen sevgi dolu sarılmalar.<br />
<br />
...<br />
<br />
Nasıl geçecek? Tam olarak ne kadar zaman geçmesi lazım, anımsadığımda bu acıyı duyumsamamak için? Ya da ne olması gerekir? Yeni biri mi? Yeni birini tanımak için meyletmiyorum bile, hayatıma sokayım. Uzatmıyorum hatta elimi, yeni tanışmalardan kaçmak için. Yeni alışkanlıklar mı önerirsiniz? Sikko sikko pasta yapımı ya da dans kurslarına mı gideyim? Ya da iyi bir tatil mi lazımdır? İçtiğim her gecenin sonunda yine onu hatırlayıp mahvedeceğim, deniz kenarında bir 10 gün mü önerirsiniz bana?<br />
Yok ilacı.<br />
Sizin öneriniz ne olacak bilemiyorum ama benim sizden bir ricam olacak:<br />
Kadın/erkek şeklinde spesifize etmeden söylüyorum karşınıza çıkan insanların güvenini kırmayın, adam gibi yaşayın şu ilişkilerinizi. Zira sevmek istiyor insan yeniden. Yeniden ayağa kalkabilmek istiyor. Yeniden gülmek istiyor birinin elini tutarken, ya da o eli tutmaya yeltenmek istiyor.<br />
<br />Morpheushttp://www.blogger.com/profile/07636027261290616284noreply@blogger.com27tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-8962054317925027972012-01-03T02:14:00.002+02:002012-01-03T02:15:38.125+02:00Duyuru:SelamKedi artık hem <a href="http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=selamkedi" target="_blank">Ekşi Sözlük</a>'te, hem <a href="http://www.facebook.com/profile.php?id=100003309940597" target="_blank">Facebook</a>'ta! Ne zamandır beklediğim sözlük hesabım onaylanmış. Mail kutum da FB hesabı açsana, mailleriyle dolmuş. İkisini birden çıkardım aradan. Görüşmek üzere amlı hatunlarım ve amsız erkekler! ^^<br />
<a href="http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=selamkedi" target="_blank"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0LCUqiewOmhksJBdmRkBlFFCHisaY3HjGJwYsapZ6131xj-Rn7XETY_Q2sGp5oJhj1TbB3CG4LUIPHxSWJmK2M0j7__AQwe20z7LxQEKnrTFUL9X3RpgzMbBw-ciV9HyOUdtTIU4nkSM/s1600/sozluk_logo_big2.jpg" /></a><br />
<a href="http://www.facebook.com/profile.php?id=100003309940597" target="_blank"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh71GQTnpWfcPmfrWRhXlfl2PjSvD4D8epLP8PWhgGB3lKFgC0ahTnh9a1nKBkaiktgrA53OZ0SeZhwPNzE-xIO5yBQoL0XrRnY-sj0cIZCoO5fGr-jrgNjK_FpeTUpOh-YYWyPkzNzjqo/s200/indir.jpg" width="200" /></a>SelamKedihttp://www.blogger.com/profile/05455269465652122882noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-25783651605438060332012-01-02T06:18:00.001+02:002012-01-02T06:19:00.440+02:00Uzun olsun ersin, kalın olsun gersin mi?Selam gacılar ve gacı sever herifler,<br />
<br />
Biliyorum böyle arayı çok açıyoruz, ama mâlumunuz, yazdığımız yazılar ufak tefek değil. Uydurma desen, o hiç değil. Haliyle bir yazıdan diğerine atlarken, birkaç yeni deneyim, biraz da kafa yormak gerekiyor. Böyle oldu mu da yazıların arası açıldıkça açılıyor. Ama elimden geldiğince boş bırakmamaya çalışıyorum sizleri.<br />
<br />
Ne yazsam ne yazsam derken aklıma geldi: şu bizim heriflerin boy muhabbetinden çektikleri ve kendilerine çektirdikleri nedir yahu? Bir boy teranesi tutturmuşlar gidiyor, ama işin aslını astarını araştıran yok. Ki Türkiye'de yaşıyoruz sonuçta, seks de sözüm ona erkeklerin uzmanlık alanı, karılara bok yemek düşüyor. Bir Allah'ın kulu da bize sormuyor ki "Sen uzun mu seversin kısa mı, kalın mı istersin ince mi?". Neyse ki astarı yırtmış gacılar olarak, bize söz hakkı verilmeyen konuların yakasını paçasını yırtmasını biliyoruz. Şükran.<br />
<br />
Benim şimdiye kadarki tecrübelerime dayanarak söyleyebileceğim şudur ki, boy hiçbir şeydir, stamina her şeydir. Yani bir erkeğin penis boyunun, bir karpuzdaki çekirdek sayısı kadar önemi var benim seks hayatımda, daha fazla değil. Ama adamın o penisi kullanma şeklinde ve boşalma süresine gelecek olursak, orada işler değişiyor işte.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_HBeHvEPZU9pmmsHlpKfc2rR8C8sm42V9mX7d4ZF_1XiJt3-DJjbiGvs-OptiyNKjuJGLhJfsO5qHHmuGMYqokrYBa4XOkpHAYCbs0RfOaX4QvXx2eCeZ4hXu-Mrf16lcrjZB0ZY6JNI/s1600/U5924P8T1D1082509F913DT20110729190535.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_HBeHvEPZU9pmmsHlpKfc2rR8C8sm42V9mX7d4ZF_1XiJt3-DJjbiGvs-OptiyNKjuJGLhJfsO5qHHmuGMYqokrYBa4XOkpHAYCbs0RfOaX4QvXx2eCeZ4hXu-Mrf16lcrjZB0ZY6JNI/s1600/U5924P8T1D1082509F913DT20110729190535.jpg" /></a></div>Türk erkeği bu kadar kompleks yapmadan evvel, şunu iyice anlamalı: Kadınların boy takıntısı yoktur. Yani şöyle diyeyim, bir erkeğin penis boyu beni yalnızca görsel olarak tatmin ediyor. "Vay be," diyorum, "beni siken böyle bir adam işte!", psikolojik yönü bu işin. Nasıl desem, hani erkek bir hatun görür yolda "Vay vay vay!" der, ama o hatun o erkeği 'titreyerek' boşaltabilir mi, orası meçhul işte. Peniste de böyle bir durum var. Gözümüz gönlümüz doyuyor anca, boyuna posuna kurban.<br />
<br />
Sekse gelince, boy dediğin şeyin öyle yerden yere vuran bir farkı yok. Kalınlık, ki bahsettiğim öyle kol gibi olma durumu değil, ortalama bir kalınlık işte, vajina duvarlarına daha çok temas sağlayacağından, anahtar-kilit ilişkisi gibi cuk oturma açısından önemli. Ama tekrar ediyorum beyler, kalın olsun diyorsam, öyle pornstarvari bir şey beklemiyorum, ortalama iyidir, ne eksik ne fazla. Uzunluk deyince, yine ona keza. Bilirim, çoğunuz pek bir övünürsünüz o boyunuzla, ama sen beş dakikada boşaldıktan sonra, kadın cinselliğinde o boyun önemi yok işte. Hem boyda keramet olsa Snorlax kral olurdu, ama sorsan kral Pikaçu'dur, neden? Çünkü işlev, işlev, işlev.<br />
<br />
Penis envy denen şey had safhada bende, bir penisim olsun çok isterdim bak. Ama yok. Yine de olsaydı, o penisle çoğunuzu ayakta sikerdim, bu da bir gerçek. Elinizde penis gibi güzel bir alet var, bunu nasıl kullanacağınız size kalmış. İşlev önemli beyler. Stamina önemli. Seks dediğinizde, o ergenlikten beri kafanıza soktuğunuz "Hemencecik boşalayım, şipşak işimi bitireyim kimsecikler görmeden.", mentalitesini bir kenara atacaksınız. Bir kadını ya da her kadını kendinize nasıl bağlarsınız, biliyor musunuz? Ona hayatının orgazmını yaşatarak. Kadınlar sizin hakkınızda "Adamın bir siki var, maşallah kamaşullah." demeyecek. Hatırlanmak istiyorsanız yapmanız gereken, sikinizin taşağınızın boyuyla övünmek değil, onu doğru düzgün kullanmayı becerebilmek.<br />
<br />
Bir erkek vücudunu, bakın yalnızca penisini değil, vücudunu kullanmayı biliyorsa ve erken boşalmıyorsa*, penis boyunun bir önemi kalmaz. Anca performansı düşük erkeklerin dilinde dolaşır bu penis boyu efsanesi, çünkü çükünden başka hayatta bir başarısı yoktur adamın. Tıpkı kezban kızlarımızın amlarının zarlarıyla övünmeleri gibi, elde avuçta övünecek başka bir şey olmayınca, hayatın anlamını iki parça deride buluyor insan, ne garip değil mi?<br />
<br />
Vücudunuzu tanıyın beyler. Mümkünse biceplerinizi, triceplerilerini gelişterene kadar, seks performansınızı ve sürenizi geliştirin; emin olun soyunuzun devamında daha çok işe yarayacak. Buradan bir kez daha söylüyorum işte, boyun bir önemi yok. Önemli olan işlev. Boy da işlevin bir parçası diyenler var, biliyorum, üstelik haklılar da. Ama zannettiğinizden çok daha küçük bir parçası. Hani boy, işlevin sağ tarafındaki sıfır gibi. İşlev yoksa, bir önemi kalmıyor.<br />
<br />
İşte bu yüzden, Duracell ayısı gibi olun, rakiplerinize fark atın. Hanimiş benim ayılarım, göreyim sizi.<br />
<br />
*"Erken boşalma nedir?" diyecek olursanız, erken boşalma partneriniz boşalmadan evvel boşalmanızdır. Kimine 5 dakike yeter, kimine 25 dakika yetmez. Bu yüzden erken boşalmanın genelgeçer bir tanımı yok. Kadınınızı tatmin etmeden boşalıyorsanız, erken boşalıyorsunuz demektir.<br />
<br />
**Bonus olarak size dünya erkeklerinin penis boyu haritasını veriyorum, dünya kadınları ne yaraklar yiyormuş bakarsınız artık: <a href="http://www.targetmap.com/viewer.aspx?reportId=3073" style="color: #a64d79;" target="_blank">tık tık.</a>SelamKedihttp://www.blogger.com/profile/05455269465652122882noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-65999389643513281902011-11-09T05:21:00.000+02:002011-11-09T05:21:25.087+02:00Aldatmak<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkEJjVTO2XSaW_n0i5FltkH1CThsI2olFXTr21baRYsmxm4FpUhBGEff4vz76l06n39XdMz7YjWWVpbIP0SqmW70iCOOxnsPsFiw-Tb-zMaT2K_BfGp612XZdTTgpCdbfgVFT_D87UTGg/s1600/eyes.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkEJjVTO2XSaW_n0i5FltkH1CThsI2olFXTr21baRYsmxm4FpUhBGEff4vz76l06n39XdMz7YjWWVpbIP0SqmW70iCOOxnsPsFiw-Tb-zMaT2K_BfGp612XZdTTgpCdbfgVFT_D87UTGg/s400/eyes.jpg" width="400" /></a></div><br />
<br />
Uzun bir ilişkiden çıktım. Çıktım derken, yeni çıkmadım yani. Bayağı bir oldu. Ama etkisi yeni yeni geçmekteydi. Yeni bir yer, yeni bir okul, yeni bir hayat derken, bir adamla tanışıverdim. İnternette. Gideceğim okulda okuyordu, muhabbet de oradan açıldı zaten. Sonra orada ev bulmama yardım etti. Ben daha taşınmadan aradı, taradı, sordu, etti. Gittiğimde beni o karşıladı.<br />
<br />
Nehrin kenarına götürdü beni. Gecenin bir saati, bambaşka bir şehri seyrettik. El ele tutuştuk. Sohbet ettik. Gülüştük. İnternette tanışılan herkesle olduğu gibi, bir daha keşfettik birbirimizi, bu sefer dünya gözüyle. Skype'takinden çok daha gerçekti, çok daha samimi, daha komik, daha cana yakın, hatta daha yakışıklı. Ki kolay kolay böyle olmaz, genelde fotoğraflarımızdan çok daha kötü görünürüz, zira o fotoğraflar onlarcasının arasında en güzelleri olduklarından seçilmiş ve gönderilmiştir.<br />
<br />
Aslında bakarsanız ampalar, hayatımda ilk defa gerçek bir ilişkim oluyordu, yanıbaşımdaki bir adamla. Gel, dediğimde gelebilecek bir adamla. "Bu akşam ne yapıyorsun?" dediğimde planlarına beni katabilecek bir adamla. Daha evvel de bahsettim sanıyorum, son ilişkim bir buçuk yol kadar sürdü ve uzun mesafe ilişkisiydi. Ondan önceki de çok uzun olmasa da yine uzun mesafeydi. Mesafe iki saatti belki, ama bir Kadıköy-Taksim gibi de değildi (trafik yokken tabii). Bunlardan evvelki ilişkilerimi ise pek de ilişkiden saymıyorum ben, "çıkıyorduk" sadece. Bu yüzden aynı şehirden, hatta komşu mahalleden bir adamla birlikte olmak yepyeni bir şeydi benim için. <br />
<br />
Sonra bir gün seviştik. Ama ruhsuzca. Sevmeden seviştik. Ya da sevişmeden sevemedik. Olmadı işte. Olduramadık. Bir parkta, birkaç selvinin altında, bir arabanın ön koltuğunda, acıkmadan yedik, terlemeden seviştik işte ve olmadı. Zevk bile almadan, birazcık acıdan başka bir şey hissetmeden, doğru dürüst ıslanmadan bile, öylesine sevişiverdik. Bir dakika, belki de iki...<br />
<br />
Konuşmadık ardından. O erken boşaldığı için özür diledi, ben "Önemli değil." dedim. Geçiştirdik. İyi geceler fısıldayıp evlerimize gittik, ayrı yataklarda uyuduk.<br />
<br />
Birkaç gün geçti ardından, benim haftasonu için yurtdışına çıkmam gerekti. Döndüğümde onun işi vardı, toplantısı vardı, antremanı vardı, maçı vardı, hep vardı bir şeyleri. Bugün, yarın, öbür gün buluşacağız derken tam buluşma günümüzün öncesi şu mavili sosyal ağda gördüm, bilmem kimle <i>in a relationship</i> diye. O bilmem kim ben değildim.<br />
<br />
Ne yapacağımı bilemedim önce. Onunla konuşmak istedim. Konuşamadım. Bir şey diyemedim. Arkadaşlarımla konuşmayı denedim. "Vay şerefsiz, vay pezevenk!"ten başka şey duymadım, oysa benim duymak istediklerim bunlar değildi. O an ne istediğimi de bilmiyordum. Sadece acım dinsin istedim.<br />
<br />
Acım dinsin istedim ve o kıza mesaj attım. Cevap gelene dek kafayı yiyecektim az daha. Kendimi duvardan duvara vurasım vardı. Hani "gönder" tuşuna bastığınız anda pişman olduğunuz mesajlar vardır ya, benim için onlardan biri olmuştu bu da, ama artık çok geçti. Ok yaydan çıkmıştı bir kere, lafını da hiç sevmem, ama ok yaydan çıkmıştı bir kere. Derken mesajıma cevap geldi. Umutsuz bir cevaptı, ama bir cevaptı sonuçta.<br />
<br />
Kız, bir yıldır beraber olduklarını ve çok mutlu bir ilişkileri olduğunu söylüyordu. Ailesini tanırmış, her haftasonu beraberlermiş, her gece sevişirleşmiş, o onu çok severmiş, annesi de onu severmiş... Biz bunları konuşurken, bir yandan da "O" yazıyor bana ve "Kız arkadaşıma neler diyorsun? Yalan söylüyorsun." diyor. Sonra da "Yanına geleyim, açıklamama izin ver, böyle bitsin istemiyorum." diyor. İnanmak istiyorum bir kez daha, ama artık yüreğim kaldırmıyor, gözlerimi de al, diyorum. Son yazdıklarını da gönderip çekiliyorum aradan.<br />
<br />
Ertesi gün o kıza bir şarkı gönderiyor, kız da beğeniyor bunu. Aşk yapıyorlar nette. Dayanamıyor, siliyorum listemden. Ve bir daha da ondan haber almıyorum, ne de bir cevap. O sözler, son sözler oluyor: Açıklamama izin ver...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwFFB5B-rkDx8OxqY8LuEMScSWY7cBAYJVIStcZK7pdsk-a5mRWhjDcGdegfypOHBCHMOaJ0AdR6jpb94nO6eoervV-u6CenFOXU05haTFMdJH9p9r143QutP_c3AXu1UgnZSvhw5uh_c/s1600/threes.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwFFB5B-rkDx8OxqY8LuEMScSWY7cBAYJVIStcZK7pdsk-a5mRWhjDcGdegfypOHBCHMOaJ0AdR6jpb94nO6eoervV-u6CenFOXU05haTFMdJH9p9r143QutP_c3AXu1UgnZSvhw5uh_c/s400/threes.jpg" width="400" /></a></div><br />
<br />
Bu arada tekrardan hoş geldiniz ya da ben hoş geldim.<br />
SelamKedi yazdı,<br />
Yani İkinci Kadın.SelamKedihttp://www.blogger.com/profile/05455269465652122882noreply@blogger.com22tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-13785660635080706182011-02-14T17:36:00.000+02:002013-03-11T03:17:18.460+02:00Madem Sevgililer Günü...Şimdi hiç sikik sikik mızmızlanmayın, paşa paşa kutlayacaksınız. Kaçarı yok.<br />
<br />
Bundan seneler önce, liseye gittiğim zamanlar, manitanın olmadığı senelerden biri yine. Birkaç arkadaşımla (bok var çünkü) 14 Şubat'ta dışarı çıkmışız, detayları tam hatırlamıyorum ne sik yedik dışarıda, eve döneceğiz yolda yürüyoruz, çocuğun biri arkamdan yanaştı "sevgilim olur musun" dedi.<br />
<br />
Biraz bu telaşe oluyor aslında insanda. Hani her yer kırmızı kalpler, seni seviyorumlar, mıççık mıççık romantizmlerden geçilmezken insanın içine bir "lan yalnız geçirmek de çok sikik beeeğğ" hissi dolmuyor değil.<br />
<br />
Bu sene yılbaşına girerken sevgilimden yeni ayrılmıştım, "neyleyim yeni yılı, neyleyim krismısı, içinde salınan yar olmayınca" kafasıyla "ben kutlamayacağım lan" dedim. Çalıştığım yerde o gece çalışacak olan arkadaşa "lan ben eğlenemeyeceğim, bari birimiz eğlenmiş olalım, sen git ben bu gece çalışırım senin yerine" dedim. Nitekim yılbaşına da çalışarak girdim. Sanki hiç öyle bir aksiyon yokmuş gibi davrandım. Geçti gitti.<br />
<br />
Yani diyeceğim şu ki, gerilime gerek yok. Bu da günlerden bir gün işte. Hani ekstradan "niye sevgilim yok ühühühü" ya da "çılgınlar gibi kutlamalıyız ooğ yeeeğğ" falan gibi tripler lüzumsuz.<br />
<br />
Ha sanki kendisi üç yıllık ilişkideymiş gibi beni eleştiren Morphe amcığı gelip "lan Sevgililer Günü için özel manita yapmadın mı itiraf et kaşar" diyebilir, hiç alakası yok olm! Öyle denk geldi :masumbakışlar:<br />
<br />
Gerçi bu yeni manitayla Pembe Bulutlar'ın birkaç gün önce gönderdiği <a href="http://bit.ly/geOaVG"><em><span class="Apple-style-span" style="color: red;">şu hediyeyi</span></em></a> hazır Sevgililer Günü'yken kullanıp adamı şok edip etmeme konusunda kararsızım biraz. Neyle karşı karşıya olduğunu bu kadar erken öğrenmesi ilişkimizin gidişatı açısından sıkıntılı olabilir. (Şu linkini verdiğim aletin fotoğrafını 3 saatte becerip yükleyememiş bir insanla çıktığı için zaten şanssız bir adam ya, neysssee...)<br />
<br />
Yine ben uzattım da uzattım -özet geç piç- <br />
<br />
Happy Valentine's Day, ulan! <br />
<br />
Sevişin-sevişin-sevişin!agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-42424160829056551262011-02-12T03:30:00.001+02:002011-02-20T17:37:06.143+02:00Oral Bey<div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg989TN1HuFUX8YmYT_jVOXsBbFZAErZu2EX7lBGTNB126gCyShDhyMO6AKHeL136wTDJ5UA8wxv4AL_mwFQNpehyphenhyphencyfaheeBRR2at5vlL-dR2bIt6uXqc8oTeX3qn62f1zycnj8UN0Guk/s1600/tumblr_l8wlnldOOe1qbgqvio1_500_large.jpg"><br /><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg989TN1HuFUX8YmYT_jVOXsBbFZAErZu2EX7lBGTNB126gCyShDhyMO6AKHeL136wTDJ5UA8wxv4AL_mwFQNpehyphenhyphencyfaheeBRR2at5vlL-dR2bIt6uXqc8oTeX3qn62f1zycnj8UN0Guk/s320/tumblr_l8wlnldOOe1qbgqvio1_500_large.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5569233977333112386" style="text-align: left; display: block; margin-top: 0px; margin-right: auto; margin-bottom: 10px; margin-left: auto; cursor: pointer; width: 213px; height: 320px; " /></a><br /></div><div><br /></div><div>Şu mesele yatakta da, kadınların arasında da boynumu eğen yegane noktadır herhalde. Oral seksle başım dertte, ah ne yapsam bilmiyorum?<div>Evvet!</div><div>Benoralseksyapıporgazmolduramadıklarınızdanım.</div><div><br /></div><div>5 senedir aktif olan bir seks hayatım var ve bunun içinde oral seks ne yazık ki yok. Yani şöyle ki ben partnerime oral seks yapmaktan müthiş zevk alırken, kendime yaptırmaya hep bir adım uzak duruyorum. Durun durun hemen şeyyapmayın tabii ki denedim daha önce. Tabii ki amımı yalattım. Yani Ağda Bandı gibi yalatmayıp da sevmeyenlerden değilim. Evet o daha önce hiç oral seks yaptırmamış. Nedenini iste<i> "Bilmiyorum abi kendimi rahat hissedemiyorum, ısrarla denemek isteyenler oldu ama ben kafasını ittim. Kendimi bırakamıyorum nedense."</i> şeklinde açıklıyor. Şu satırları yazarken yalnız olmadığımı bilmek beni rahatlatıyor. Hayır biliyorum ki, bu meseleden muzdarip o kadar kadın var ki.. Her birinin oral sekse uzak durmasının sebebi de ayrı tabii.</div><div><br /></div><div>Demin söylediğim gibi erkeğime, partnerime oral seks yapmaktan müthiş zevk alıyorum. Çünkü ona zevk verdiğimi bilmek beni daha fazla tahrik ediyor. Hatta mümkünse mesela ben ona eğilmiş oral seks yaparken, onun bir eli saçlarımda diğer elinin parmakları da içimde olsun. Ne kadar hoşuna gittiğini inlemeleri değil, parmakları söylesin içimde gezerken. Dudaklarım uyuşana kadar ağzıma almak.. Kısaca ağzımın sikilmesini seviyorum.</div><div><br /></div><div><img src="http://s3prod.weheartit.netdna-cdn.com/images/5971667/167705_170680499640753_100000964115899_317303_5382414_n_large.jpg?1294006012" alt="167705_170680499640753_100000964115899_317303_5382414_n_large" />,</div><div><br /></div><div>Kimi kadın erkeğe de oral seks yapmayı sevmiyor. Ya da erkek konusunda seçici davranıyor. Ahmet'in pipisinin canı can da; Murat'ın pipisininki patlıcan mı?</div><div>Bilemiyorum kafalarında oral seksi daha farklı şekilde konumlandırmışlar. Daha çok sevdiklerine yapmayı tercih ediyorlar, ya da sıradan birinle bunu harcamak istemiyorlar. Adamın sikini amına sokarken sorun yok, ama ağzına alırken var. Tamam belki hijyen açısından sıkıntı yapıyor da olabilirler ki gayet haklılar.</div><div>Belki de tiksiniyorlar.</div><div>Ya da hoşlarına gitmiyor.</div><div>Saygı duyuyorum. Bir zamanlar ben de onlardan biriydim. Sonra ağzıma almadan yapamaz oldum azhajkvgadebfr.</div><div>Yıllar geçtikçe sekse olan bakış açım değişti çünkü. Sevişmekle seks arasında çok ince bir çizgi vardı ve ben yıllardır her ikisini de aynı eylemmiş gibi gerçekleştiriyordum. Çünkü sevdiğim adamlarla sevişiyordum. Zaman geçtikçe bu kez istediğim adamlarla 'seks' yapmaya başladım. Seks yapıyorsak, amaç karşılıklı şekilde tatmin olmaktı, sevişirken olduğu gibi ruhları da doyurma sıkıntısı yoktu..</div><div><br /></div><div>Daha önce söylediğim gibi oral seks yaptırmış olmama rağmen, 'oral seks' kelimesi bile beni geriyor. Pek sıcak bakamıyorum. Nedenlerimi birazdan açıklayacağım. Ha bu arada orgazm olamama sorunum olmasına rağmen oral sekse sıcak bakamadığımı özellikle vurgulamak istiyorum. Ki mutluluğun anahtarı oral seksteyken!1!!1!1! Ee yaptırdığın zaman neler hissettin diyeceksiniz? Diyin lan.</div><div>Aslına bakılırsa yıllar önce yaptırmıştım. Bekaretimi ilk kaybettiğim yıllardı ve oral seks bana biraz daha 'kirli' geliyordu. İlk anlamıyla değil de soyut anlamıyla <b>'kirli'.</b></div><div><b></b>Çünkü ilk sevgilim aynı zamanda ilk sevdiğim adamla seks yapmıştım, aslında seks de sayılmazdı işte bilirsiniz. Müthiş duygu patlamaları yaşanır, şimdilerde özlediğin terli sevişmelerdir, en kısa süren sekslerindir.. Oral seks de bunların yanında bana daha hayvanca geliyordu. Yapınca kirlenmiş hissediyordum işte kendimi salak gibi. </div><div>Bekaretimi kaybettiğim adama yaptırdım tabii oral seks. Sadece içim gıcıklandı. Evet hoşuma gitti, hatta zevk de aldım ama o anda daha önemli olan beni okşamasıydı. Benimle sevişirken kulağıma beni sevdiğini fısıldamasıydı carttı curttu. Bu nedenle her eğildiğinde başını şefkatle ellerimin arasına alıp, ağzını öptüm. <span class="Apple-style-span">-Salak salak Morphe! Hayatın zevklerinden şimdi böyle mahrumsun.</span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><br /></div><div><div style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span"><u><br /></u></span></div><div style="text-align: center;">Niye bu kadar uzağım peki?</div></div><div>En büyük sebebi psikolojik. Ve çevremdeki kadınlarla konuştuğumda anlıyorum ki; bu psikolojik sebepten ötürü kendini oral sekse yakın hissedemeyen kişi, tek ben değilim. Ben sekste erkeğin egemen olması gerektiğine inanan birisiyim. Fizik ve yaradılış itibariyle erkek yönetmeli yani benim için seksi. Çok yatağa hakim olmayı sevmem. Yatağa hakim olan hatun seven bi araba dolu erkeksiniz beyler biliyorum. <i>Vitruvian Man</i> değilim ben de ama pek de aktif olduğum söylenemez. Bu nedenle siz erkeklerin egemenliğini her yerimde hissetmek daha cazip geliyor. Böyle düşündüğümden mütevellit şu pozisyon bana çok itici geliyor:</div><div><br /></div><div> <img src="http://s3prod.weheartit.netdna-cdn.com/images/6376453/tumblr_lev4yiISiT1qdg3lto1_400_large.jpg?1295312581" alt="Tumblr_lev4yiisit1qdg3lto1_400_large" /> </div><div><span class="Apple-style-span">Evet bu domaltın gözleri!</span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span">Çok alternatif pozisyonlar olsa bile bana birçoğu itici geliyor. Erkeği o pozisyonda görmeye tahammül edemiyorum. Soğutuyor beni ondan nedensiz biçimde. Zaten takıntıları olan biriyim. Manasız ayrıntılara çok farklı anlamlar yüklemişim. Kıramıyorum bu nedenle bu bakış açımı.</span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span">Diğer sebebi ise SelamKedi'nin dün değindiği konu. <b>Kıl tüy meselesi</b> aslında. Daha önce ikili konuşmalarda da bu konuyu tartışmıştık. Ben kesinlikle kadının kıllarını alması gerektiğine inanıyorum. Benim şu zamana kadarki partnerlerimin kıl sevmemesinden kaynaklanıyor olabilir. Ama tam da bununla bağlantılı değil. Vücudumda ilk kılların çıkmaya başladığı andan itibaren annemden böyle öğrendim. İlk ağdamı kendisi yaparken, temizliğin ilk başta oradan başladığını söyledi. Ve böyle de devam etti. Ha tabii ki her zaman kaymak gibi bir amla dolaşmıyorum. Zira yazıda da değinildi; ağda ile almak için belli bir seviyeye gelmesi gerekiyor. İşte bu dönemlerde kıllı seks yaptığım da olmuştur ve olacaktır. </span></div><div><span class="Apple-style-span">İşte iş bu noktada eğer oral seks yaptıracaksam kesinlikle temiz olması gerekiyor. Yani 1 tane bile tüy olsa ben gerilirim. E malum ağdanın keyfini kaç gün sürebiliyoruz ki kızlar? Maximum 1 hafta.. Sonra yavaştan baş göstermeye başlıyorlar. Yani her zaman pürüzsüzlük söz konusu olmadığından, adama şeftali yalıyormuş hissi yaratmak istemem. (Aynı şekilde erkek de benim kadar titiz olmalı)</span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span">Son olarak değineceğim ve aslında en çok geren nokta <b>kadın kokusu </b>meselesi.</span></div><div><span class="Apple-style-span">Öncelikle belirtmek istediğim bir husus var. Koku konusunda inanılmaz hassasım. Normal insanlara göre daha duyarlı bir burnum var. Çok iyi görmüyorum, çok iyi duymuyorum ama bir yerden alan Allah diğer yerden veriyor işte ahbahsvddmö. Bu nedenle beni en çok etkileyen şey de koku en çok tiksindiren şey de.</span></div><div><span class="Apple-style-span">Bu kadar hassas olduğum için her kokuyu alıyorum. Tanımlıyorum. E bu kadar pimpirikliyken, hiçbir zaman kötü kokmadığımı düşünüyorum. Üstün bir çaba sarfediyorum. Onlarca parfümüm, vücut kremlerim falan var yani uu beybi.</span></div><div><span class="Apple-style-span">E malum adet dönemimiz var, adet öncesi se sonrası dönemimiz de var. Aslında bakarsan problemsiz geçen 5-6 günlük bir zaman dilimi kalıyor geriye. Hormonal sıvılarla birlikte ister istemez bir koku oluşuyor. Bunun önüne geçebilmek mümkün değil. Zaten uzmanlar da sabunlarla, kokulu mendillerle önüne geçilmemesi gerektiğini ısra</span><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium; ">rla söylüyorlar.</span></div><div><span class="Apple-style-span">Kimi erkek güzel kokan bir kadın amı için göt verebilir sanırım. Çok insandan duydum, çok yerden okudum. Ama işte am bu ne zaman ne olacağı belli olmuyor. Ki ben bu kadar hassas iken bu konuda, adamı da bundan dolayı kendimden soğutmak istemem. </span></div><div><span class="Apple-style-span">O beni yalarken düşüneceğim tek şey <b>"acaba nasıl kokuyorum"</b> olacağından kendimi sekse veremeyeceğim. Sürekli kasılacağım ve tadını çıkartamayacağım.</span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span">Bu nedenlerden dolayı oral seks yaptıramıyorum. Ama artık "sikerler lan" ne olursa olsun diyerek yaptıracağım. İnat ettim. Hatta tek ileriye yönelik hedefim oldu. Bu yazı aslında biraz tavsiye alma yazısı olsun istiyorum benim için. Ağırlıklı olarak erkek okuyucular yorum yaparsa çok sevineceğim. Kadın okuyucularımı da pas geçmiyorum elbette, haydi yazın da tartışalım anam.</span></div><div><span class="Apple-style-span">Kafamdaki gerginlikler tamamen yok olduktan sonra, bacaklarımı aralayacağım onun ağzına..</span></div><div><span class="Apple-style-span">(Not= BENİM GALİBA SEVGİLİM VAR LAN)</span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span"><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZ7Qqd3m6HpAONPHbsSgDMEY-2sadDaK20v40c2Rk3VpBVyhXX3QxVLpJ-YSNWkhpvilvCj6bTK8Iro7-m0GPLDXKyDe_n4AXRBOtpd0mhyL2uN9-KoAkTAfKhvf7GCunL6KAesFeErhw/s320/tumblr_kzq4zyaEKl1qaxp7io1_500_large.jpg" />,</span></div><div><br /><div><span class="Apple-style-span"><b>Öyle mi?</b></span></div><div><span class="Apple-style-span"><b>Ne duruyorsun lan bebeğim!!1!!111!111!!!</b></span></div></div></div>Morpheushttp://www.blogger.com/profile/07636027261290616284noreply@blogger.com17tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-40101950763550453462011-02-11T22:23:00.001+02:002013-03-11T03:17:18.463+02:00Amı Bulup Kılsızını İstemek<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiG1uTmh82JzOORiLJEappx-WiATLY3dBA8zYSFwv72PKRmp86iOkbBpdn3BLCftLkGpGMDTTNscRoALFB3wAycs0Ar_-Cv66yesCHLP-sJ-5VzbkG5wssH8PD5aX6y7Vd1lRw1gU4T3Ts/s1600/k%25C4%25B1ll%25C4%25B12.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiG1uTmh82JzOORiLJEappx-WiATLY3dBA8zYSFwv72PKRmp86iOkbBpdn3BLCftLkGpGMDTTNscRoALFB3wAycs0Ar_-Cv66yesCHLP-sJ-5VzbkG5wssH8PD5aX6y7Vd1lRw1gU4T3Ts/s400/k%25C4%25B1ll%25C4%25B12.jpg" width="307" /></a></div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVntZi0Xr3SP4PbbVhIVsAathpy1hJMhm5zrOPUQXhWHDMYGOmGvz58OEuRLT4vIGuXY_rocl-N_WUIgfPSHUiv4QmCAJXtLe9lpVyu6IN-5c_iZIBSivAQM5k7HE3rZcGKfj4nt7W464/s1600/k%25C4%25B1ll%25C4%25B1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"></a> Bizim insanlarımızın kıl tüy yün takıntısını bi türlü anlayamıyorum. Yani, neden biz? İslam toplumu olduğumuz için mi? Batılı uluslara göre daha kıllı yapıda olduğumuzdan mı? Yoksa bizim erkeklerin sik kafalılığından mı?<br />
<br />
Yahu hatırlıyorum da, liseyi yeni bitirmişim. Üniversiteye başlamışım. Uzun süredir birlikte olduğum sevgilimle yeni yeni seks yapıyoruz. Ama adam kıl sevmeyen bi insan. Kendisinin ne göğsünde, ne bacaklarında kıl yok zaten. Çıkmıyor. Bundan kuvvet alıp takmış benim amımdaki, götümdeki kıla. Ulan insanız sonuçta, ağda yapıyorsun, gene çıkıyor bu meret. <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ve ampalarım bilir, ağdanın pis bir özelliği tekrar ağdayla alınacak boya gelene kadar kıllı yaşamak zorunda oluşunuzdur.</span><br />
<br />
O zamanlar çok takıyordum bu kıl mevzuuna. Bir de hayatında ilk kez sik gören bi insan olarak, adam ne dese bana dokunuyor. (Gören demeyelim de ona... Neyse işte.) Her şey onun istediği gibi olsun istiyorum yani. Zaten yanına gitmeden önce ağda yapıyorum, bir de oradayken yeni çıkanlar için jilet üstüne jilet vuruyorum ve kıllar kendini kaybedip batık yapmaya başlıyor. Maymun götü kırmızı bir götle geziyorum ortada. Ama sevgilim, canım, aşkım (!) kılsız sevdiği için bir veteran edasıyla gurur duyuyorum yaptığım işten.<br />
<br />
Derken gel zaman, git zaman, işler sarpa sarıyor. Bizim ilişkimiz bitiyor. Medeni bir şekilde (!) ayrılıyoruz.<br />
<br />
Ve o zaman kafama dank ediyor yaptığım tüm mallıklar.<br />
<br />
Ulan daha götündeki donu yıkamaktan aciz, duştan çıkınca kirli donunu tekrar giyen, siyah baksırının önü ağarmış, kızılımtırak bir renk almış, dişlerini haftada bi kere, onu da sikinin keyfine fırçalayan bir adam için resmen amımı parçalamışım. Götümden kan almışım. <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Karşılığında bana verdiği şeyse, taşak ve sigara kokan bir yorgan altında zevksiz, şipsak sikişmeler...</span><br />
<br />
Çok merak ediyorum, acaba tam olarak ne zaman, nerede başladı kılın pislik olarak görülmesi. Ya da başımızda çıkan kıllara dalga dalga, ipek gibi denirken; kirpikler ok gibi, kaşlar yay gibi derken; ne oldu da vücudun diğer yerlerindeki kıllar temiz olmamakla ilişkilendirildi? Ya da neden bir erkeğin kılı “Kaşı olsun, gözü olsun, döşünde kılı olsun.” mottosuyla göklere çıkartılırken, kadın vücudundaki kıllar bir defo, bir imalat hatası olarak kabul edildi? <br />
<br />
Sahi sevgili müslümanlar, sünnet meselesindeki mantık hatası burada da var: Yani Allahınız insanoğlunu, insankızını hatalı mı yarattı?<span style="font-size: large;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> Sünnet derisi ya da vücut kılları insan vücudunun bug’ları mıdır?</span></span> Bunları yamalamak mı gerekir?<br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVntZi0Xr3SP4PbbVhIVsAathpy1hJMhm5zrOPUQXhWHDMYGOmGvz58OEuRLT4vIGuXY_rocl-N_WUIgfPSHUiv4QmCAJXtLe9lpVyu6IN-5c_iZIBSivAQM5k7HE3rZcGKfj4nt7W464/s1600/k%25C4%25B1ll%25C4%25B1.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVntZi0Xr3SP4PbbVhIVsAathpy1hJMhm5zrOPUQXhWHDMYGOmGvz58OEuRLT4vIGuXY_rocl-N_WUIgfPSHUiv4QmCAJXtLe9lpVyu6IN-5c_iZIBSivAQM5k7HE3rZcGKfj4nt7W464/s320/k%25C4%25B1ll%25C4%25B1.jpg" width="256" /></a>Üstelik bu kıl tüy meselesi, farklı milletlerce o kadar farklı karşılanan bir olay ki! Uzak Doğulular mesela. Pornolarında görmüşsünüzdür, kadınlar hep kıllıdır. Hem de böyle vulvanın üzerinde bir minik buse şeklinde değil, iç çamaşırından taşacak gibi balta girmemiş ormandır kendileri. Üstelik bütün yazımı Çinlilerin arasında geçirdiğim için, tıraş etmedikleri tek yerin kasık kılları olmadığını da biliyorum. Kolsuz tişörtler ya da minicik şortlar giyerken bile koltuk altını ya da bacaklarını tıraş etmeyen bir millet bu. Üstelik kaşlarını da ustura benzeri, ama pembeli mavili ciciş jiletlerle şekle sokuyorlar. Bildiğin kaşlarını jiletliyor yani karılar?!<br />
<br />
Sonra Ukraynalılar mesela. Amını görmedim, kıllısını bilemem, ama bacaklarını tıraş etmediklerini biliyorum. Artık “Zaten sarışınım bu kıllar görünmez.” ayağında mıdır, bilemem ama, o taş gibim, afetidevran eski gomünist gacıların bacaklar hep kıllı. Gerçi bir kadın olarak benim bile ağzımın suyu aktı hepiciğine, bu durumda kılını tüyünü görmez tabi insan. Bir buçuk metrelik bir bacağın yanında kıl tüy laf-ü güzaftır. <br />
<br />
Ortalama bir Amerikalı ya da Avrupalı içinse, bu kasık kılı sex appeal’in bir parçası kabul ediliyor. Ekşi’deki bir yazarın dediğin gibi “<span style="font-size: large;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Tüysüz kedi olur mu?</span></span>” hesabı yani. Pornoların brazilian olarak tanıttığı bizim bildiğimiz ağda ise, çok yaygın bir şey değil. Zaten kadınla erkeğin eşit olduğu ve kadının erkeği tatmin etmede bir araç olarak görülmediği toplumlarda, bir kadını sırf erkeği kılsız amcık seviyor diye ağdacı koltuğuna yatırmak zordur.<br />
<br />
Hatta geçen yine sevişiyorum... (Otisabi’ye bağlamak)<br />
<br />
Sevgilim gelecek diye özene bezene yaptığım temizlik işleminin ardından import yavrum ne dese beğenirsiniz? <br />
<br />
-Neden yaptın böle bi şey?<br />
+Nası bi şey?<br />
-Niye tıraş ettin buraları hep?<br />
+Sen geleceksin diye?!?!!!1!<br />
-Niye ki?<br />
<br />
Şeklinde geçen bir dialogun ardından, bir dahaki tatilimizde tıraş etmememi, olduğu gibi bırakmamı söyledi. İstersen kırpabilirsin yani, ama bence uğraşma bunlarla, dedi bir de. (Koyun muyum yahu ben? Benim lokum kutum koyun mu??? laaaann)<br />
<br />
Tabi bu olayın ardından, amı bulup da “kılsızını” isteyen Türk erkekleri hakkında düşünmeye başladım – daha önceleri hiç düşünmezmişim gibi! Bu özgüven, bu kendini bilmezlik, bu kendini dev aynasında görmeler nereden geliyor abi?<br />
<br />
İki tane am göreni, başlıyor istekleri dan dan sıralamaya. Bizim saftirik Türk kızımız da kanıyor size. En basitinden numaralarınızı, “<i>Yoksa sen beni sevmiyo msn? Sevseydin benimle birlikte olurdun</i>.” gibi ucuz ayakları yiyor. Kılsız dediğinde kılsız oluyor, “<i>Kilo ver ulan!</i>” dediğinde kızcağızlarımız canla başla marula, salatalığa veriyor kendini.<br />
<br />
Ne için? Kimin için? <br />
<br />
Kendini kukuların tek sahibi zanneden, kadının götünü, amını yalayıp sikilecek bir maldan ibaret gören, kadın üzerinden siyaset yapan, kadın üzerinden ticaret yapan, oysa “<span style="font-size: large;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">kadın</span></span>” kelimesini bile hakaret olarak kullanan bir grup kıllı erkek için. Hayır böyle konuşulunca, sanıyorsun adamlar bulunmaz Hint kumaşı. Sanıyorsun hepsi tertemiz, hepsi püripak... Oysa bir erkeğin kadının vücudu üzerindeki söz hakkı, anca malında bok püsür istemeyen tüccar kafasında vardır. Anca tüccar kafasında bir adam, malını gönlünce ölçüp tartmak, kesip biçmek ister.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYfFAEQ0fDNJ2NFyCZLFGPEia_g4h8h-f4lHQ4V_g8kdno4e3nFVrULLf6uSLiQZh-dWryK4-9KZyXE4izbh3ebgDkKERdm5n584fE0OVvtL0E1T6R96orZX-vflMuvyqP0b3Jq4cgTuk/s1600/hairy+pussy+piss+6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYfFAEQ0fDNJ2NFyCZLFGPEia_g4h8h-f4lHQ4V_g8kdno4e3nFVrULLf6uSLiQZh-dWryK4-9KZyXE4izbh3ebgDkKERdm5n584fE0OVvtL0E1T6R96orZX-vflMuvyqP0b3Jq4cgTuk/s1600/hairy+pussy+piss+6.jpg" /></a></div>
SelamKedihttp://www.blogger.com/profile/05455269465652122882noreply@blogger.com32tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-17343435246699342642011-02-06T15:04:00.003+02:002011-02-06T16:49:37.417+02:00Hayatın Kenarı- Kanka sence Ajda Pekkan mı Filiz Akın mı?<br />+ Ne alakası var şimdi?<br />- Bak şimdi, biri yaşlanmayı reddediyor, pop star oluyor; öbürü usturuplu bir biçimde yaşlanıp çoluk çocuk seviyor.<br />+ E tabii ki Ajda Pekkan, hayranım zaten o kadının enerjisine.<br />- İyi güzel de o zaman da torun sevmekten mahrum oluyorsun, onu kaçırıyorsun. Bunun da bir zevki var hayatta.<br />+ Peki o zaman ben sana sorayım, sen şu an Ajda Pekkan'la mı takılmak isterdin Filiz Akın'la mı?<br /><br />Emre bunu sorunca ben güldüm, o soruya açıklık getirmiş olmanın rahatlığıyla uyumaya gitti. Fakat benim sorum havada asılı duruyordu hâlâ.<br /><br />Hayat yollardan ibaret, o sapağı kaçırdığın an sıçtın! Geri dönüşü yok girilen yolların. İçinde yaşadığımız sistem bize çeşitli yaşam biçimleri sunuyor. Mesela kadınların kimisi evlenip çocuk doğuruyor, kimisi kariyerine odaklanıyor, kimisi çocuk da yapıyor kariyer de! <br /><br />Yan yollar patikalar pek kabul görmüyor, mesela moda diye bir şey var herkesi birbirine benzetiyor. Hep birlikte inanıyoruz bir şeyin kötü ya da iyi olduğuna. Sürüden ayrılanı kurt falan kapıyor. <br /><br />Bu dünyada bazı erkekler erkekler, bazı kadınlar da kadınlarla sevişmek istiyor. Ama cinsel dürtülerine bile müdahil düzen, "sen erkeksin, kadınlarla sevişebilirsin; sen kadınsın, şu erkekten evlat sahibi olmalısın."<br /><br />Lisede müdürün sevgilin var diye seni odasına çağırıp azarlıyor. Müdür iki yüz öğrencinin hormonları konusunda söz sahibi bir otorite! Eteğinin boyu, saçının traşı ondan soruluyor. <br /><br />Babandan bıkıp boşanmış annen "ben evlenmeyeceğim" dediğinde geriliyor. "Ben mutsuz oldum diye sen de mutsuz olacak değilsin ya kızım!" Anneannen, teyzen, komşunuz Hacer Teyze, kocasından bıkan soluğu sizin evde alıyor, annen hâlâ sana mutlu evlilik masalları anlatıyor. Evde kalırsın mazallah! Nasıl kalkacak annen o sorumluluğun altından.<br /><br />İşten eve yürüdüğün on dakikalık mesafede üç kalp krizi seni bekliyor. Yoldan geçen arabalar seni görüp duruyor, gelen geçen laf atıyor. Herhalde atarlar gerizekalı kız başına ne işin var senin o saatte sokakta? Hata sende!<br /><br />Mini giyince yollu diyorlar; türban takacak oluyorsun, devlet seni okuluna almıyor. İşyerinde etek boyun sorun oluyor. "Kot pantolon giyersen bekaretin bozulabilir" diyen dingillerle aynı havayı soluyorsun işte lan daha neyi tartışıyorsun!<br /><br />İçinden geliyor sevişiyorsun, "ilk geceden verdi yollu" oluyor. Sevişmiyorsun, "beni tonla masrafa soktu vermedi orospu" oluyor. <br /><br />Herkesin aklı fikri senin bekaretinde, komşu teyzeler bazen babandan çok hayatını didikliyor. Adam bakire kadınla evlenip, "yatakta memnun edemedi beni" diye gidip başka kadınlarla yatıyor. Dünya kadınları ikiye ayrılıyor; kaşarlar ve frijitler!<br /><br />Ya da zayıf olmak moda oluyor mesela. Sarı saçlı olmak. Kalın kaşlı olmak moda oluyor diye kadınlar kaş ektiriyor. Kendin olmak mı? O ne olum?<br /><br />Kadınsan küfür etme, ağzına yakışıyor mu hiç? A-ah! Erkeksen ağlama, ne o öyle karı gibi mızmız. Siz hepiniz, öyle yüksek sesle gülmeyin. Neşenin de bir adabı var canım. Her şeyin bir yolu, yordamı var. <br /><br />Bir gün adamın biri oruç tutmayanları eleştirip eleştirip "aman bana ne" demişti, "herkes kendi mezarında yatacak."<br /><br />"Ajda Pekkan çocuk sevgisini tadamadan ölüp gidecek işte, öyle pop starlık olmaz olsun." "Filiz Akın da çok kilo aldı yaşlanınca, o kadar paraya rağmen böyle oluyor demek ki."<br /><br />Asla ama asla kimse seni beğenmeyecek. <br /><br />Evet herkes kendi mezarında yatacak, doğrudur. Hatta herkes kendi mezarında yaşıyor zaten. Yaptığım doğruları düşününce cennet oluyor hayatım, yanlışlarıma odaklandığımda cehennem. Ben zaten kendi kendimi eleştirip kabir azabını daha ölmeden yaşıyorum. Yanlışlarımın cezasını daha buradayken çekiyorum. Sizin cehenneminiz de eksik kalsın yani. <br /><br />Bu benim hayatım, bunlar benim doğrularım ve yanlışlarım. Ne var biliyor musunuz, bütün bunlar sizi hiç ilgilendirmez arkadaşım! <br /><br />Dilerseniz beni eleştirirken geberin, çok da fifi açıkçası!agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-72533135786330985582011-02-05T18:40:00.000+02:002013-03-11T03:17:18.465+02:00İlk Gece Verme Hakkı<div>Daha önce belki birçok yazıda değinildi bu konuya. Madem Ağda Bandı kıyısından köşesinden değindi yazısında taktik olarak, ben de geniiş geniiş yazayım dedim. İlk geceden vermemeli, hemen vermemeli, vermek için beklemeli...</div><br /><div>Yaaa hadi bi' siktir.</div><br />Yeri geldiğinde zaman zaman arkadaş çevresinde de konusu açılıyor bu "ilk geceden verme" mevzusunun. Benim çok erkek arkadaşım yok etrafımda, bir tane var; sağlam o da. Hayatımda ne oluyor bitiyor, ne boklar yiyorum her şeyimi ayrıntısına varana kadar bilir. Düşünce yapımı, değerlerimi de. Bunu bilmesine rağmen bir gün Kemal ile eski ilişkilerimizden bahsediyoruz bana uzun süreli sevgilisinden ayrıldıktan sonra bir kızla birlikte olduğunu anlatıyordu. Kız bununla hemen birlikte olmuş. Eee sonra ne oldu Kemal? "Abi bana bu kadar çabuk <strong>veren </strong>bir kadınla ne düşünebilirim ben; Allah aşkına yaa, tabii ki biraz takılıp salladım."<br /><div>Evet işte erkek için bu kadar basitti olay: "Bana hemen verdi" , "Bana ilk geceden verdi" , "Beni hiç uğraştırmadan verdi" , "Çaktım oğlum karıya, ilk gece" gibi gibi.</div><br /><div> </div><br /><div>Sinirleniyorum. Hakikatten sinirleniyorum.<br />Kadına, ilk gece istediği erkekle birlikte olduğu için "kolay" damgası vurulmasını inanın aklım almıyor. Hafif oluyoruz, kalitesiz oluyoruz. Bizi, seçici olmamakla; namussuzlukla suçluyorsunuz.</div><br /><div>Muhakkak ilk gece sevişiyorsak, iki biraya tav oluyoruzdur veyahut aşk acısı çekiyoruzdur. Eski vefasızı unutmak adına daldan dala daldan dala ver ver, ver...</div><div>Hiçbiriniz yediremiyorsunuz değil mi amınısiktiklerim, istediğimiz için istediğimiz anda, istediğimiz erkekle birlikte olmamızı?</div><div>İllaki bir bahanemiz olmalı yani..</div><br /><div>Zaten her şey, seksi almaya-vermeye indirgemekle başlıyor. Cinsel statün neyse ona göre de bir rolün oluyor. Ya alıyorsun, ya veriyorsun veyahut her ikisi de. Çok işlevsel.. </div><div>İş bu noktada seks hafifleşince, kadını da hafifleştiriyorsunuz. Seks tek başına yapılan bir eylemmiş gibi, ağırlaşan erkek oluyor. Neden çünkü kadın, sana <b>tanıştığı gece verdi</b>.</div><br /><div>Anlamadığım o ki tanıştığın gece seninle seks yapan bir kadın direkt ofsayta düşerken, erkek neden pohpohlanıyor? Vay be büyük meziyet ilk geceden istediği kadını <strong>yatağa atmak. </strong>Bravo. </div><br /><div>Polemiğe girmek istemiyorum. </div><br /><div>Ama değinmeden geçemeyeceğim birkaç husus var.</div><br /><div> </div><br /><div>Yine iş o siktiğimin 'sistem'ine uzanıyor aslında. Ataerkil düzen, siksok falan filan baymayacağım işte. Zaten sisteme en başından karşıyım ve tanımadığımı da biliyorsunuz. Sistemin erkeği öne çıkarıp, kadını daima geri planda tutmasından kaynaklanan bir zihniyet bu. Kadın ve erkeğin cinsel organları bile eşit değil amına koyayım.</div><div>Kadın hangi alanda eşittir ki, seks yapabilme özgürlüğü konusunda bir erkekle eşit haklara sahip olabilsin?</div><div>Sonra kaç erkek mevcuttur ki kendi şahsi varlığını, bir kadının şahsi varlığına eşit tutabilsin? Ve buna saygılı davranabilsin?</div><div>E durum böyleyken tabii, kadın istediği erkekle, istediği zaman, istediği ivedilikle, istediği yerde seks yapınca çok normal kaşar, motor, orospu damgası yemesi.</div><div>Eğer ki kadınsan, sorunsundur. Sorun:<b> 'kadın' </b>olarak dünyaya gelmiş olmandadır. Sorun: <b>am</b>ının olmasıdır. Sorun: <b>alan</b> taraf olmandır. Sorun: sikilmiş bir <b>zar</b>a sahip olmandır dır dır.</div><div><br /></div><div>Konuyla ilgili kimler ne demiş(daha doğrusu ne sıçmış) diye bakarken denk geldiğim şeyler oldu. Mesela ilk geceden vermeyen kadın arayanlar mı dersiniz? Yarın öbür gün tanıştığı erkeğe ilk geceden veren kadının nasıl anne olacağını irdeleyen mi dersiniz... Gidin bakın sözlüklere, orada küçük Hıncal'lar yazıyor bu konuları.</div><div>Hayır komik abi, o kadar komik ve aslında basit ki.. Madem ilk geceden vermeyen kadın arıyorsun, ilk geceden alan erkek olmayacaksın. Biz de ilk geceden almayan erkek arıyoz biliyon mu? Ofh hayat çok zor yha :(</div><div><br /></div><div>Evet ne diyordum, kadınsan ilk geceden vermeye hakkın yoktur. Ama erkeksen tanıştığın gece sana veren kadını sikmeye hakkın vardır ve sen aslansındır. <b>Sen dev bir kedisin</b> Hüsamettin.</div><div>Sen kadınsın şekerim, erkek girer her istediğinin koynuna istediği zaman, sen haksızsın sus. Erkek için övünülecek bir şeydir, sen yaparsan aşağılanırsın bebeğim. O yüzden amına kilit vur.</div><div>Hep ince hesaplar yap "Ne zaman vermeliyim?" diye, gecelerce uyuma, alev alev yan yan ama kadınlığından <b>verme</b>.</div>İlk geceden veriyorsan, sen eğlenilecek kadınsındır balım, o yüzden hiçbir beklentin olmamalıdır. Hiç hayal kurmayacaksındır. Tanıştığı bir erkeğe ilk gece veren kadınla mükemmel bir ilişki yaşayan hiç kimse yoktur zira. (!)<div> </div><div>İçinde bulunduğun toplumun siktiğimin baskısı ile, hormonsal değerlerin daima çatışacaktır. Bu yüzden sen yine sen olacaksın ve vermeyeceksin gülüm.</div><div>Kafanı gözünü kırarım senin mağdurum ben mağdurum.</div><div><br /></div><div>Yapmayacaksın işte ah, karşındaki ne kadar "modernim ben, ben çok ileri görüşlüyüm" dese de bunu problem eder arkadaş.</div><div>En taze örneğiyle karşımızda Hıncal Uluç..</div><div>İnsanlar düşüncelerini savunurlarken, siz bu düşüncelerin gerisinde nelerle savaş verdiğini bilemezsiniz. Keza ben de Hıncal Uluç'un Defne Joy Foster için yazdığı yazının background'ında nelerle savaş verdiğini bilemedim. Koyacak yer bulamadım açıkçası. </div><div>Gazeteciliğini, bir zamanlar bir koca olduğunu, ilim irfan sahibi(!) olduğunu, bir erkek olduğunu geçtim, insansın be insan. El insaf.</div><div>Sabaha karşı yeni tanıştığın bir erkeğin evine, evli barklı gitmesini yargılıyor alenen. Açık açık diyor ki gitti verdi, evliydi. Tek gecelik ilişki/one night stand yaşadılar. Tek gecelik ilişkileri tasvip etmiyor bir de yürüyen ahlak(!) Bunu da aşk yapmak(making love) olarak nitelendiriyor. Onun zamanında aşka düşülürmüş efendim (falling in love) ve aşk yapmaya saygısı yokmuş. Bak sen... </div><div>Ortada doğruluğu kanıtlanamayacak bir gerçek var, çünkü o gecenin taraflarından biri şu an hayatta değil. Bekar bir erkeğin evine gitmek demek illaki vereceksin demek. Ne işin vardı lan yoksa orada başka?</div><div>Hadi diyelim evet aşk yaptılar, evet seviştiler. Evet yeni tanışmışlardı. Evet evliydi, evet belki boşanma evresinde de değillerdi.</div><div>Altından ve <b>üstünden</b> fazlaca insan geçmiş bir insana, sana soruyorum "OLAMAZ MI?"</div><div>-Olabilir..</div><div>Geride kalan ihanete uğramış bir koca ve çocuk dramatize edilmiş. Evet belki tek başına çocuğu ele alarak acitasyon yapsaydı, bu kadar kelime sarf etmezdim. Keza kendi blogumda da öldüğü gün yazdığım yazıda dikkat çektiğim husus buydu, yani çocuğuna üzülmüştüm bu şekilde öldüğü için annesi. <i>(Dar yorumlamalar için yazıyı kaldırdım)</i> Ama bu kez durum farklı; alenen bir kadının 'amı' tartışma konusu oluyorsa burada şalterim atıyor arkadaşım.</div><div>Ölen insanın 'Defne' olması mesele burada, yani ölenin kadın olması.</div><div>Kerem'i, Hüsamettin'i, Ahmet'i Defne'nin, Ayşe'nin evinde ölü bulsaydık, kopartırmıydık bu kadar tantana? "Adaaaamsınnn" der, gazetemizi katlar; günümüze devam ederdik. Neydi, çünkü o zaman erkekti. İLK GECE hakkına bir tek o sahipti.</div><div>Bir soru daha sormak istiyorum yürüyen ahlaka:</div><div><br /></div><div><div><span class="Apple-style-span">E kanka nooldu hani, çıtırlar, göte buzlu bademler, janjanlı fularlar, şampanyalar, şen kahkahalar?</span></div><div><span class="Apple-style-span">Hani biz larçtık?</span></div></div><div><br /></div><div>Sabaha karşı bir bekar erkeğin evine aşk yapmaya gidilmez. Kadınsan, gidemezsin arkadaş. Öyle bir hakkın yok. Gittiğin zaman, orada ölürsün maazallah. Sonra öldüğünde bile sırf 'kadın' olarak o evde öldüğün için, rahat bırakmazlar.</div><div>Sabaha karşı, bekar bir erkeğin evinde ölünmez lan kadınsan, ölürsen olmaz. Ölmeyeceksin. Ne de güzel demiş Onur Baştürk:</div><div><br /></div><div><span class="Apple-style-span"><i>"<span class="Apple-style-span" style="line-height: 16px; ">Evet dikkat et! Mümkünse düzgün bir şekilde öl! Kendi evinde mesela. Başkasının evinde ölme. Hele evliyken asla ölme! Spekülasyona yol açarsın, ardından vızır vızır konuşurlar. </span></i></span></div><span class="Apple-style-span" style="line-height: 16px; "><span class="Apple-style-span"><i>Bir de toprak altında ağrır başın. 'Of of' dersin, öldüm gittim, ama hâlâ konuşuyorlar...<br />Ama böyle, yapacak bir şey yok. Kötü konuşmasınlar istiyorsan düzgün öl kardeşim! Bak mesela, sakın sokakta,bir eğlence mekanında da ölme. O zaman da iyi olmaz. '</i></span></span><div><span class="Apple-style-span" style="line-height: 16px; "><span class="Apple-style-span"><i>'Fazla eğlendi namussuz, böyle oldu' diyebilirler.<br />'İşte hızlı hayatın berbat sonu' diyebilirler...<br />Hani bunlar yine en yumuşak şeyler. Daha ağır şeyler söyleyenler de çıkabilir. O yüzden, bak rica ediyorum düzgün öl, ardında soruişaretleri bırakmadan, toplumun kurallarına uygun bir şekilde ansızın topukla git, temizolsun</i>. "</span></span><div><br /></div></div>Morpheushttp://www.blogger.com/profile/07636027261290616284noreply@blogger.com30tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-60687454796835085402011-02-02T00:36:00.002+02:002011-02-02T00:41:05.715+02:00Temel İçgüdü<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><span style="font-size: large;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Merhaba </span><i style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><b>Sert</b></i><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> sevenler! Blogda son yazımı yayınladığımdan beri çok uzun zaman geçti. Arada pek çok şey geldi, geçti başımdam. Bunları bir bir sizlerle paylaşacağım tabii. Şimdilik teorik bir yazıyla idare edin. Pratiğini de anlatacağım, bilirsiniz. Ama bir dahaki sefere. :) Yeniden hoş geldim bebekler. Yok mu hoş bulduk diyen, haydi vre???</span></span><br />
<br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgBmmg_wcgqcsz-cm08dy7kPfIDq9TeNcGAbQ11YXKbRRRIDQAtM-9RWeiIpZJ8o4oCtRnl1iH7qeza7ditK5tlbXuemNTKutFI2Tb4Zn6W5ODo2GeiZK60yocVWnC3KUtDkks7sNJ8s08/s1600/assssbasic.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgBmmg_wcgqcsz-cm08dy7kPfIDq9TeNcGAbQ11YXKbRRRIDQAtM-9RWeiIpZJ8o4oCtRnl1iH7qeza7ditK5tlbXuemNTKutFI2Tb4Zn6W5ODo2GeiZK60yocVWnC3KUtDkks7sNJ8s08/s1600/assssbasic.jpg" /></a>Cinsel açlığın da, bedensel açlık gibi –daha doğrusu karnın aç olma durumu gibi- doğal bir his olduğunu unutuyoruz çoğu zaman. Aç bir mide ve ağzına kadar dolu bir buzdolabıyla insan açlığa ne kadar karşı koyabilirse, milyonların yaşadığı bir şehirde insan sevişme arzusuna o kadar karşı koyabilir. İyi ya da kötü, insan bir şekilde beslenmelidir. Oysa bazıları, annelerimizin “Neden dışarıda yemek yedin, evde mis gibi pilav üstü kuru vardı...” bikbiklemesi boyutuna taşır işi. Belki de zaten gözden kaçan, insanın artık pilav üstü kuruya talim yaşamak istemeyişidir.</div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Görünenden çok fazla ateist var Türkiye’de ve dünyada. Ateizm destekçisi bir grubun sloganı olan “Şimdilik yalnız olabiliriz, ama yanlış değiliz.” sözü, konuyu çepeçevre sarmakta. Toplumun kabul ettiği doğrulardan ve bu doğrulara boyun eğmeyen özgür ruhlara uyguladığı sindirme politikasından korkan pek çok kişi, saklanıyor. Ne düşündüğünü ifade etmekten kaçıyor. Oysa içten içe ya da alanen ateizmi yaşayan kimseler çok iyi biliyor ki hayat, içi boş inançlar uğruna çöpe atılamayacak kadar kısa ve ne yazık ki, sahip olduğumuz tek şey de bu. Bundan başka bir hayat yok.</div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Sanırsam, bu dünyada bazılarımızın iman etmekten daha önemli işleri var. Mesela hayatın tadını çıkarmak, mesela sevmek ve sevişmek... Öyleyse neden “nefis” denen şeyi kontrol altına alma çabasıyla harcanıp gitsin bu kısacık ömür? Nefse hakim olmanın bir erdem olduğuna inanan bir kitlenin karşısında, zevke tapan bir güruh var ve bu insanlar bizim zannettiğimizden çok daha fazlalar. </div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Tek hücreli canlılaın bile bölünerek gerçekleştirdikleri “soyunu sürdürme” olayını, insan gibi karmaşık ve soyunun devamı için ikiye bölünmekten çok daha zor işler başarması gereken bir türün bu içgüdüsü neden bu kadar yanlış olsun? Neden kontrol edilmek zorunda olsun? Hatta işin özüne inecek olursak, insan toplumunda neden yalnızca kadının cinselliği kilit altında tutulmalı?</div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Bu soruların çok basit birer cevabı var. Bu cevabı gözümüzün aldığı her yerde görüyoruz. Televizyonda, internette, reklam panolarında, gazete ve dergilerde... Kapitalizm. İlk başta biraz uzaktan uçulmuş gibi görülse de, homo sapiens sapiens türünün dişinin özgürce çiftleşmeyi bıraktığı an, özel mülkiyetin başladığı ana denk gelir. Özel mülkiyet kavramının ortaya çıkması, miras kavramını da beraberinde getirmiştir ve kadınların mal sahibi olamadığı bir toplumda babadan oğla aktarılacak mallar için öncelikle bu çocuğun babasının kim olduğunu bilinmelidir. Ne yazık ki, o zamanlar henüz DNA testi icat edilmediği için, bir çocuğunun “piç” olmasını engellemekte tek yol kadının cinselliği bir ve tek erkeğe indirgemekten geçmiştir.</div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Şansa bakın ki, artık insanın Ay’da yürüdüğü bir çağda yaşıyoruz (her ne kadar bunun da bir kurmaca olduğu iddia edildiyse de). İnsanoğlu, medeniyet yolunda çok yol aldı, ama maalesef evrim, insanın alet kullanabilme başarısı kadar hızlı gelişmiyor. Ateşin bulunmasından Hiroşima’ya atom bombası atılmasına kadar medeniyet sayısız aşamadan geçtiyse de, günümüz insanının vücudu mağara duvarına resimler yapan atalarımızın vücuduyla ve hatta büyük ölçüde farelerin, balıkların ve hatta bitkilerin vücutlarıyla aynı mantıkla çalışmaktadır. Üremek istiyoruz.</div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Siz ister seksi bir günah olarak, ister bu içgüdüye karşı koyamamayı zayıflık olarak görün mi bir organik madde gölünde ortaya çıkan ilk tek hücreli canlıdan beri süregelmiş içgüdüyü değiştiremezsiniz. Yapabileceğiniz tek şey, Tanrı adına, toplum adına, devlet adına, mülk adına kurallar koymak ve bu kuralların ayaklar altına alınmasına tanık olurkan, hayatlarınızı kendinize zindan etmektir. Gelin, kırın şu içinde yaşadığınız steril fanusu ve gerçek dünyaya, maddenin dünyasına bir adım atın. Zira insan oğlu bir inanç fanusunda yaşamak için yaratılsaydı, orada doğardı. Oysa dünya adını verdiğimiz bu küçük evren, her gün şehvetle yeşermekte ve tomurcuklanmaktadır. </div>SelamKedihttp://www.blogger.com/profile/05455269465652122882noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-40415492038096968452011-01-28T23:22:00.001+02:002011-01-28T23:23:12.743+02:00Susma!<span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsnxjLN9Nc3_fHEcWILyo3j4JQdw6TVjj705gtxU5jQN75sVwAuq9CIK5WkzE9WsoPgKI5k1rv605XpYdTvnEjERP9wyiSRzmd7Q2X7t-yy1fBSD50Ndcye4nrETev0GwzXlJ2T6PQt4E/s400/20deaee70a0346a0fdd43999c1c966e1_k.jpg" /><br /></span><br /><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Kadına uygulanan şiddetin türlü türlü bahanesi var. Şiddet uygulandıktan sonra veyahut uygulanmak istedikten sonra, bunun kılıfı daima bulunuyor. Mantık sınırlarımızı zorlasa da, hiçbir nedenle anlam veremesek de, bu bahaneler şiddeti meşru kılmasa bile, <span class="Apple-style-span"><b>bu ülkede sırf çok sık banyo yaptığı gerekçesi ile</b></span> öldürülen bir kadın var.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><b>Namus </b><span class="Apple-style-span">diye diye bu uğurda feda ettiğimiz çocuklarımızın, genç kızlarımızın, annelerimizin, kadınlarımızın haddi hesabı yok. Bahanesi hazır: "Namusumuz temizlendi."</span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><span class="Apple-style-span">Kişisel zevkleri, ruhsal saplantıları, patolojik düşünceleri uğruna, 21. yüz yılda </span><b><span class="Apple-style-span">işkence</span></b><span class="Apple-style-span"> gören kadınlar var. Sözüm ona "işkence" insan haklarının en baba ihlali iken..</span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Anlatabilir misin şimdi ona<i> insanı, hakkı, ihlali, hakkı, hukuku</i>...</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><img src="http://im.haberturk.com/galeri/2011/01/07/405312/b44e32ae41a84fbcf8540f87010bcae7_k.jpg" /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><b>Bakkaldan veresiye bebek bezi aldığı için </b><span class="Apple-style-span">kocasından dayak</span><span class="Apple-style-span"> </span><span class="Apple-style-span">yiyen bir kadın var bu ülkede! </span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Çocuklarının gözü önünde hunharca katledilen kadınlar var..</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Nikahlı kocaları tarafından tecavüze uğrayan kadınlar var, neden çünkü nikah cüzdanı demek ömür boyu o adama sike sike vereceksin demek.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Bilinçaltında cinsellik ile şiddetin iç içe geçmesi nedeniyle; seksi kadına zulme çeviren insanların var olduğu gibi, KOCA eşittir "o ne derse o olur" diye düşünmek zorunda olan kadınlar var.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Koca dayağından kaçarken, baba dayağına tutulan kadınlar var.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><img src="http://im.haberturk.com/galeri/2011/01/07/405312/2cafad63fb162af7c6e643173a0962a6_k.jpg" /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Yediğin veya yiyeceğin dayağı, statünün ne olduğu belirleyemiyor ne yazık ki..</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">İster hayatı boyunca hiç eğitim almamış bir kadın ol, ister okuma yazma bilme, ister yurtdışında yaptığın yüksek lisansla pekiştirilmiş muhteşem bir akademik kariyer sahibi ol, istersen en iyi anne ya da standartların çok üstünde para kazanan bir kadın ol, ister orospu; ister ev kadını ol..</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Şiddetin sana ne kadar yakın olduğunu belirlemek için yetmiyor bütün bunlar.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Ailenin tek çocuğu olarak el bebek gül bebek büyütülürsün, anan baban incinme diye öpemezken seni; o aşkından ölüp bittiğin adamdan yersin ilk tokadı. Bahanesi hazırdır, ya kaşarlık yapmışsındır, ya memen açıktadır, ya da yan masaya vay efendim neden bakmışsındır.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><img src="http://im.haberturk.com/galeri/2011/01/07/405312/95669f935dbe9c2ff6a63e103883fe8f_k.jpg" /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Yaşının kaç olduğu, ne kadar saygıdeğer bir insan olduğunun falan da hiç mühimmatı yok. Ben kendi anneannemden biliyorum.. Kadın 50 yaşında gelmişti ve hala kocasından dayak yiyordu. Sebep? </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">İçki sofrası hazır değildir, yemek neden bu kadar sıcaktır, neden o amına koduğumunun televizyonu cızırdıyordur.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Kadınsındır, o da beyindir. Susarsın. Hatta o gece aynı yatağı paylaşırsın belki de korkudan. Yapacak bir şey yoktur..</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><img src="http://im.haberturk.com/galeri/2011/01/07/405312/3abd4cff88e48474cf919fcbda889ccb_k.jpg" /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Koca dayağının yanı sıra ben yıllarca babasından dayak yiyen arkadaşlarıma da şahit oldum, en güzel yıllarında.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Çoğunun babası da alkolikti. Karısı yetmiyor, çocuklarına da saldırıyordu. </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Gençtik olm biz, tabii ki sevgilimiz olacaktı, tabii ki sürtecektik sokaklarda, tabii ki fingirdeyecektik oğlanlarla..</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Ne bekliyordun ki baba?</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Gençtik işte anlasana..</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><img src="http://im.haberturk.com/galeri/2011/01/07/405312/e0506be56ee80cef52ae5981f450b113_k.jpg" /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Aslında insanın canını; okuduğunda, duyduğunda en çok yakan da <b>"ilk gece" </b>haberleri. Çok üzülüyorum. Bir yandan da öfkeden kuduruyorum.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Kendimi şanslı bile hissedemiyorum esasında.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Evlendiği ilk gece şiddete, tacize, tecavüze uğrayan kadınlarımız var. Ve her kadın bizim kadar özgür doğmuyor. </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Doğuyor, büyüyor, evleniyor ve ölüyor. Dikkat ederseniz yaşadığından bahsetmedim. Evet hayatını yaşayamayan bir sürü kadın var, hepsine göz yummuş olsak bile; onlar varlar.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Zorla evlendirilen kadınlar da var; zorla evlendirmenin Türk Ceza Kanunları'na göre suç olduğu güzel ülkemde..</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Sırf kan gelmediği için, namussuz damgası yediği yetmediği gibi, canından olan kadınlar da var; bilmiyormuş gibi yapsak da onlar varlar..</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Es kaza hayatta kalanlar da var. Şimdi yaşıyorlar(!)</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Tabii biz buna yaşamak diyorsak..</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><img src="http://im.haberturk.com/galeri/2011/01/07/405312/84107768a5443a9fb77810c435a92c86_k.jpg" /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Biliyorum ki ben bu kadar kelime etsem de hiçbir şey değişmeyecek. Çünkü "şiddet" sadece bizim ülkemizin bir sorunu değil, global bir problem. Ben bu yazıyı yazarken, sizler bu yazıyı okurken kim bilir kaç kadın şiddete maruz kalıyor. Bu demek oluyor ki yüz binlerce kadının insan hakları ihlal ediliyor.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><b><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">İfade ögürlüğü hakkı, maddi ve manevi kişisel bütünlük hakkı, kişisel özgürlük ve güvenlik hakkı hatta ve hatta yaşama hakkı.</span></b></div><div><b><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></b></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">İstatistiki verilerle konuşmam gerekirse;</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Türkiye'de:</span></div><div><ul><li><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Kadınların %25i şiddet görüyor. Ve bu kadınların %75i eşleri tarafından şiddete maruz kalıyor. </span></li><li><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Cinayete kurban giden kadınların %40-70i eşleri tarafından öldürülüyor.</span></li><li><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Her 4 kız çocuğundan biri cinsel şiddete uğruyor.</span></li><li><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">5-10 yaş arası çocukların %55'i ensest mağdurudur.</span></li><li><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">10-16 yaş arası çocukların %40'ı ensest mağdurudur.</span></li><li><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Ensest olaylarında faillerin %50si ÖZ BABA ve sırasıyla amcalar, enişteler, ağabeyler, dedeler ve dayılardır.</span></li></ul><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Dünya'da:</span></div></div></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><ul><li><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Her üç kadından en az birisi dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da farklı biçimde tacize uğramaktadır. Kadına kötü muamele eden kişilerse genelde kadının kendi ailesinden ya da kadının tanıdığı insanların arasından çıkmaktadır.</span></li><li><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Avrupa Konseyi 16-44 yaş arası kadınların ölüm ve sakatlanmalarının ana sebebinin aile içi şiddet olduğunu ve bunun kanser ya da trafik kazalarındaki ölüm ve sakatlanma oranından çok daha fazla olduğunu beyan etmiştir.</span></li><li><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Kadınların yaklaşık %47'si ilk cinsel ilişkilerinin zorla olduğunu bildirmiştir.</span></li><li><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Pakistanda kadınların %42'si şiddeti kader olarak görüyor, %33'ü karşı koymak için çok çaresiz olduklarına inanıyor, %19'u karşı koymuş ve %4'ü buna karşı harekete geçmiş.</span></li><li><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">ABD'de her 15 saniyede bir kadın genellikle kocası/partneri tarafından dövülmekte.</span></li></ul><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Durum bu gençler. </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Özet geç piç dediğinizi duyar gibiyim.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Bir anda dünyanın tersine dönüp, dayak atan kocaların/aile bireylerinin, yumruk atmak yerine çiçek uzattıkları bir dünya hayal etmiyorum elbette.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Üstümüze düşen çok bir şey yok:</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Okuyucularımızın kaçı kadın kaçı erkek bilemesem de buradan aile içi şiddete hiçbir zaman maruz kalmamış bir genç kadın ve gelecekte belki olacak bir anne ve yine eşi tarafından şiddete maruz kalmak istemeyen bir kadın olarak sesleniyorum hepinize:</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:large;"><b>ŞİDDETE SESSİZ KALMA! SUSMA!</b></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /><span style="font-size:85%;">*Ümit Karalar'ın <em><strong>'Sheddeath'</strong></em> adlı sergisinin resimleri kullanılmıştır.</span></span></div>Morpheushttp://www.blogger.com/profile/07636027261290616284noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-14906921047185604062011-01-26T23:46:00.005+02:002011-01-27T13:31:59.248+02:004 S Kurali- Simdi arama, bekle biraz surunsun.<br />- Gec cevap ver mesajlarina lan!<br />- Verme hemen olum kiymetini bilmez.<br />- Her zaman gorusme, mesafe koy araya biraz.<br /><br />Sonsuza dek gider bu taktikler. Kimi basariyla uygular, siker atar hakikaten karsisindaki insani. Insanliktan cikarir. Hani bir kere uzerinizde taktik uygulandiysa artik siz de cikarsiniz cigrinizdan. Bir sonraki iliskide sizin de super taktikleriniz vardir. Ne zaman "seni seviyorum" denilecek, ilk ne zaman 'verilecek', mesajlara ortalama kac dakika sonra cevap verilecek... Bilmem ne bilmem ne...<br /><br />Tahmin ediyorum pek cok kez aldatilmisimdir, biraz salakcana bir insan oldugumdan bir ton yalani da saf saf yutmusumdur. Ama daha ziyade kadinlarin tekelinde olan taktik mevzusu hic basima gelmedi zannediyorum. Mesaj atarsam cevabi az sonra aldim, gorusmek istiyorsam 'tamam' dendi, zaten kadinim amina koyayim ben istedigimde herif de yataga girdi elbette.<br /><br />Bana gelince ben iliski Pollyanna'siydim oldum olasi. Ben istedigim gibi davranirdim amina koyayim! Tasakli kariydim ne o oyle taktik maktik ugrasamazdim. Ugrasmadim da hakikaten. Icimden her ne geliyorsa, ne zaman geliyorsa soyledim. Hani cok da onemli degildi sonuclar. Olursa olurdu olmazsa olmazdi. Bu adamlarin hicbirinin oyle yeri yoktu hayatimda uzun uzadiya. 'Mehmet mi? Salak lan o biraz. Fatih hic entel degil. Ay Baris'in sakalari hic guldurmuyor...' Herkese atacak bir bokum vardi. E oyle olup dirilip sevmedigin adami da zaten siklemiyorsun. Yani nasil anlatayim, aslinda taktik uygulamiyordum ama taktigin kralini uygulamis oluyordum. Mesela gecen kis bir gece icinde Istanbul'daki butun hayatimi birakip Alanya'ya gitmeye karar verdim. Ertesi gun uyandim bileti aldim ve o zamanki sevgilime haber vermeden Alanya'ya gittim. Cok da onemli degildi yani. Sikerim zaten sevmiyordum da. Alanya'da gunlerce telefonlarini acmadim bunun, sonra telefonunu actim artik babamlar 'yeter yaptigin dingillik insan gibi konus' deyince, anlattim durumu, 'Alanya'ya geldim' dedim, 'artik iliskimiz suremez zaten' dedim. Ne oldu peki? adam kalkti Alanya'ya geldi 'lutfen devam edelim ben ayrilmak istemiyorum' diye. Al noldu yani? Siken sevildi. Sahane!<br /><br />Ama ben butun bunlari yine icimden geldigi icin yaptigimdan saniyorum ki; ooo super bi insanim, hic taktik falan yapmiyorum, cok duzgunum insanlari asla surundurmuyorum. Ne kadar da tatliyim tanrim!<br /><br />Sonra Istanbul'a geri dondum. Dondugum ilk gun biriyle tanistim. Bilmiyorum nasil hissettim bunu ama tanistigimiz anda hissettim benden hoslandigini, icimden 'olum bu cocuk benden hoslanmamis olsa ben kesin buna kopek gibi platonik asik olurdum' dedim. Demez olaydim. O diyen aklimi, asik olan kalbimi sikeyim.<br /><br />Hayir ilk gunku dusuncemde yanilmamistim. Bir hafta sonra falan cikmaya basladik. Oha aman yarabbi her sey mukemmel! Oturduk konustuk 'taktik yapmayacagiz, her ne geciyorsa aklimizdan soyleyecegiz, birbirimizden bir sey saklamayacagiz.' Hayallerimdeki iliski lan, rahatca kufur de ediyorum, icimden geldigi gibi davraniyorum, kiskandiysam kafa sikiyorum. Cok acigiz ya birbirimize karsi, cocugun dort senelik bir iliskisi varmis yeni bitmis, ben soruyorum o anlatiyor, ben soruyorum o anlatiyor... Onun anlatmadiklarini ben kafamda kuruyorum kiskancliktan deliriyorum. Kiskandikca da herife sariyorum. (Taktik no. 23534634 kiskandigini asla belli etme.)<br /><br />Lan her seyi bilince de amina koyayim isler iyice karisti. Her lafinin altinda baska bir gonderme ariyorum, e arayan mevlasini da buluyor belasini da. Illa bir sekilde can sikacak detayi bulup once kendi kendimi doldurusa getiriyorum sonra da herifi yipratiyorum.<br /><br />Oyle boyle derken ben bir gece 'vay sen su kiza nasil iyi geceler' dersin gibi tam bir dingil bahanesiyle ayrildim. Fakat daha oncei iliskilerden o kadar alismisim ki, lan yani benim arkadaslarimla bile diyalogum boyledir, ben kuserim, sonra bir gun kustugum kisi dayanamaz 'lan hala mi kusuz' der, ben de zaten hazirda bekliyorumdur hemen barisilir. Iste ben 'ayrilalim' dedim birkac gun gecti ama kafam rahat nasilsa iste 'naber' diye mesaj atar, ben de cevap veririm oyle bir sey olmamis gibi devam ederiz. NAH! Mesaj geldi gelmesine, 'Canan esyalarim cop olsun istemiyorum, bir ara gelip alayim.' Allaaaaahhhh! O an dank etti 'ananiskim ayrildik' durumu. Fakat arkadas oyle bir aci yok! Akcigerim parcalaniyor. Calistigim yerdeyim zarzar agliyorum. Insanlar panik oldu saka falan yapiyorlar guluyorum ama aglamaya da devam ediyorum. Ve ben ne yaptim omru hayatimda cikarmadigim olayi cikardim. Cocuga ayri agladim, cocugun arkadaslarina ayri agladim, kendi arkadaslarima zaten surekli agliyorum. Fakat sikinde degil 'bitti benim icin' diyor. Arkadas olecegim nasil bitti? Uc gun once sevistik, dun super neseli geyik yapiyorduk, tamam ben bir dingillik ettim ama sen niye hemen kabul ediyorsun? Falan derken bir kankasi bir sekilde baristirdi bizi.<br /><br />Peki ben akillandim mi? Yooo... Ikinci gun ayni duruma donduk yine. Ben ona mizirdiyorum, buna olay cikariyorum, surekli darliyorum falan filan. Noldu? Yine ayrildik.<br /><br />Simdi; butun bunlari neden anlattim?<br /><br />Butun hayatim boyunca butun iliskilerimde duz ve acik olmaya inandim. Taktikle kuracagim bir iliski yalan bir iliskiydi benim icin. Her taktik illa bir yerinde fire verirdi. Hala da boyle dusunuyorum (gerizekalilik parayla degil tabii...) Hele ki o 'ilk geceden, haftadan, aydan verme' taktiginin allah belasini versin yani. Bu taktik kadar kadini sekste ikinci plana koyan bir sey yok. Eger canim istiyorsa sevisirim ben arkadasim, seksi bir odul/cezaya donusturmek demek 'benim cinsel arzularim hic onemli degil' demek gozumde. Salaklasmayin yani. Ayik olun lan! Canimiz istiyorsa sevisiyoruz onu bir ayri tutalim.<br /><br />Fakaaaat... Fakat! Iliskide acik olmanin iliskiye hicbir faydasi yok. Yok yani yok. Her aradiginda ulasabiliyorsa ya da surekli gorusebiliyorsa illa ki degersizlesiyorsun adamin/kadinin gozunde. Kiskndigini belli ediyorsan kendini bulunmaz Hint kumasi saniyor karsi taraf. Surekli sevdigini belli ediyorsan sevginin bir degeri kalmiyor bir sekilde.<br /><br />Bunlari son iliskimde yasadim gordum demiyorum, ama bu son iliski butun bunlari degerlendirdigim bir alan oldu benim icin. Cok kafa yordum. Etraftaki insanlara baktim, analiz etmeye calistim. Demiyorum ki 'taktik yapsam super iliskim olurdu su an' bilmiyorum, olurdu ya da olmazdi. Fakat su an biliyorum ki taktiksiz iliski olmaz. 'Ay ne kadar da asigiiiizzz' salak donemini bitirdiginizde hayatinizda bir iliski dengesi, gucler dengesi olmasi gerekiyor. Yoksa yurumuyor haci yurumuyor ya.<br /><br />Kosun Ilhan Uckan'a sarilin, kadin dergilerine kutsal kitap muamelesi yapin demiyorum. Abartmayalim tabii. Sonucta sevgi varsa ortalikta durduk yere birbirimizin agzina sicmamiza gerek yok. Gelgelelim sen o mesaji atiyorsun ya simdi, atma kanka atma. Az bekle yarin atarsin. Sakin olalim...agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-16647276933577755052011-01-13T16:23:00.009+02:002011-01-23T02:22:57.292+02:00Sonra Kufur Edince Kufur Etti Oluyo!Ben lisedeyken, okulun yurdunda kalan ogrencilerinden birinin sabah cok erken saatte yurrttan ayrilip, dersler baslamadan yurda dondugu tespit edilmisti. O Pentagon gibi yurttan Hatice'nin nasil becerip de o saatlerde cikabildigi hala bir muamma bizim icin. 'Disiplin, disiplin' diye geberen okul yonetimi Hatice'yi sorguya aliyor tabii 'ne isin vardi o saatte disarida' diye, Hatice de 'gunesin dogusunu seyretmeye ciktim' diyor. Lise hayatimizin kalaninda 'gunesin dogusunu seyretmek' bizim icin 'seks' demenin ortulu yollarindan biri old tabii. Yani neymis, biri bir bok yiyecekse' sen gotunu de yirtsan o kisi o boku yer. Kacisi yok bunun.<br /><br />Yilbasi aksami isyerimde son saatlerimi yasiyorum, is arkadaslarim "aman Canan sakin Taksim'e gitme" seklinde beni uyarmaktalar. Ki gidecegim de yok zaten bok var gibi sevgilimden ayrilmisim tek hedefim bir an evvel eve gidip aglamak, 'neyleyim kosku neyleyim sarayi icinde salinan yar olmayinca' seklinde geziniyorum. Fakat aklima takildi, "Taksim'e gitme" beni uyaran arkadaslarin bi kotu niyeti yok tabii, zarar gormemi istemiyorlar, ama bu nasil bi koruma yontemi lan?<br /><br />Gunler gecti, memlekette aksiyon bitmiyor tabii; kiz yurtlarina giris saati 21.00'e alinsin dendi, Mersin'de bir lise kiz ver erkek ogrencileri okulda haremlik selamlik ayirip bir de "45 cm'den fazla yaklasmayacaksiniz" diye kural koydu. Yani Turkiye Cumhuriyeti Devleti'nde kadinlari kotuluklerden korumak icin super bir yontem gelistirildi "siz evde oturun en iyisi!" Yok ya!<br /><br />Simdi super egitim sistemimizi bir inceleyelim, lisede erkekler ve kizlar birbirine yaklasmasin; dolayisiyla birbirlerini taniyamasinlar, universitede kizlar cikip erkek arkadaslariyla gorusemesin, insan gibi sosyallesemesinler; sonra yil 2011 yer Taksim Meydani, binlerce erkek iki kadin gotu elleyelim diye dunyanin rezilligini cikarsin!<br /><br />Demiyorum ki insanlar lisede sevissin, universitede grup seks olsun bunun sonucunda super bir ulke olacagiz. Tabii ki yok oyle bir sey. Ulkedeki gelir dagilimi, egitim seviyesi, sosyal yapi ve bunun gibi bir suru sey degismeli ki o Taksim rezaletleri yasanmasin her sene. Fakat insanlarin cinsel durtulerini bu kadar bastirmak nedir? Bu fiziksel bir ihtiyac, cinselligi bu derece tu kaka gosterdiginizde, insanlari uzak tutmaya calistiginizda sonuc o bastirilmis ihtiyacin olmadik yontemlerle disavurumu olacaktir.<br /><br />Lise ogrencilerinin ahlak polisligine soyunan mudur, buyur hadi Taksim tacizcileriyle kadinlarin arasina koy 45 santimi. Madem oyle cozuluyor sorunlar. Madem yasaklayarak cozeceksiniz her sorunu; buyrun ensesti cozun, tecavuzleri, aile ici siddeti cozun yasaklayarak.<br /><br />Bu ulkede insanlar aptal yerine koyuluyor her bir gun. 'Sen simdi kendin bilemezsin dogru nedir, ben senin icin belirleyeyim' diyor devlet. Ne demek saat 9'da yurda girmezsen bir bok karistiriyorsundur muhakkak? Bu ne demek ya sen kimsin ki benim adima karar veriyorsun? Erkek arkadasina 45 santimden fazla yaklasmayacaksin ne demek? Kadinini erkegini de gectim, su siteye girme, bu programi izleme... Hangi cagda yasiyoruz? Bu devletin kolesi miyiz? Sen bu ulkenin 18 yasini gecmis kadinina nasil "dokuzdan sonra yurda giremezsin, gir dokuzda disarida ne bok yedigin belli degil" diyebilirsin?<br /><br />"Ama biz sen zarar gorme diye yapiyoruuuaaz" teraneleriyle beni kisitlayan, evime tikmaya calisan butun onerileri reddediyorum! Ya da Erol Buyukburc gibi soyleyeyim 'sen benim ne bok yedigime karisamazsin ey devlet, kirip dizimi evde oturacak degilim, sus bitkisi degilim, saksi degilim ben! Akli mantigi yerinde, hur iradesi olan bir kadinim. Sen de bunu kabul edeceksin. Ya seve seve ya...'agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-14200420821044068002011-01-06T21:39:00.010+02:002011-01-23T02:07:29.338+02:00Elif Şafak Urucu: "Merhaba baba, ben bugün porno çektim!"Malum..<br /><div>Türkiye sallanıyor İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden gelen <span class="Apple-style-span"><b>porno</b></span> skandalıyla. </div><div>İki çift laf etmesem ölürdüm. Ağzı olan konuşuyor, eli kalem tutan yazıyorsa bir "kadın" olarak ben de susmamalıydım çünkü.</div><div><br /></div><div><div>Tempo dergisine verdiği röportajda özellikle adının sansürlenmesini istemeyerek tabuları yıkan oldu.</div><div>Bir orospumuz oldu, adı <b><span class="Apple-style-span">Elif Şafak Urucu </span></b>oldu. </div></div><div><br /></div><div>Şahsi kimliğim ve "sertolsun"daki Morphe kimliğim ile kendisini, sonuna kadar desteklediğimi belirterek başlamak istiyorum ilk olarak. </div><div><br /></div><div>Gazeteleri karıştırıyorum, sözlüklerdeki yorumlara bakıyorum birkaç gündür.</div><div>Gelen sığ tepkilere, yobaz yorumlara, çirkef ve akıldan mahrum protestolara hiç şaşırmadım. Çünkü ben Türkiye'de yaşadığımı hiçbir zaman unutmadım.</div><div><br /></div><div>Pornocu deniyor bu kadına. </div><div><b><span class="Apple-style-span">"PORNOCU"</span></b></div><div>İstisnasız her sözlükte bu kadının etiketi, bu.</div><div>Utanıyorum, kızıyorum, kızarıyorum...</div><div><br /></div><div>Yaptığının arkasında "Bu benim bedenim ve kararlarım bana ait." diyerek durmasına hayran olanlar var; ama yaptığına kesinlikle değil, yalnış olmasın. Çıkarılan şapka yalnız duruşa, çünkü yaptığı çok kaka. </div><div>Mademki biri cesur ziyadesiyle, o zaman <b><span class="Apple-style-span">vurun kahpeye</span></b>.</div><div>Kimisi de var ki bu kahramanlığını bir bok olarak nitelemiyor, öteki pornocu ablamız Sibel Kekilli refere ediliyor hemen..<b><span class="Apple-style-span"> </span></b></div><div><b><span class="Apple-style-span">Al birini vur ötekine</span></b>.</div><div><br /></div><div>Senin neyineydi kadın başına bedenin hakkındaki tasarruflara hür biçimde karar vermek. </div><div>Ne haddineydi. </div><div><br /></div><div>Bir Austin Kincaid, bir Lanny Barbie, bir Demi Delia da var bu dünyada. Onlar da pornocu. Evliler ve çocukları var belki.</div><div>Evlenen kocalar godoş olur bizim ülkemizde, çünkü bu kadınların da saygı duyulacak bir yanı yoktur.</div><div>Aynı hesap Elif'in de başına gelen. </div><div>Saygı duyulmaz ona; çünkü yaptığının sanatla yakından uzaktan ilgisi yoktur. Çünkü ataerkil beyinlere göre kadın için "sanat" cinsellik barındırmaz. Barındırıyorsa sanat olmaz, <b><span class="Apple-style-span">PORNO</span></b> olur. Kadın da <b><span class="Apple-style-span">OROSPU</span></b> olur.</div><div><br /></div><div>Söz konusu kadındır, cinsel organıdır, bacaklarıdır, orospuya bak ne yapmıştır. </div><div>Hiç mi utanmamıştır, insanların yüzüne nasıl bakıyordur, ailesi ne biçim yetiştirmiştir, genç kızlarımızı kötü etkiliyordur.</div><div><b><span class="Apple-style-span">SANA NEDİR YARRAĞIM, SANA NE?</span></b></div><div><br /></div><div><br /></div><div>Keşke her genç kızımızı böyle etkilese Elif.</div><div>Keşke.</div><div>Her kadın şu ülkede onun kadar dimdik durabilse: "Ben yaptım oldu, size n'ooldu?" şeklinde kafa tutabilse. </div><div>Keşke her kadının onun gibi hür kararları olabilse. </div><div>Keşke her kadın, onun kadar kendini KENDİNE ait hissetse. </div><div>Ama nerde...</div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div>Morpheushttp://www.blogger.com/profile/07636027261290616284noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-4250187370912809862010-11-15T19:36:00.006+02:002011-01-22T23:39:15.037+02:00Kalp Ağrısı<span style="color: #990000;"><strong>SEZEN AKSU -FİRUZE ile dinleyeceksiniz. (Firuze yerine de Morphe deyiverin)</strong></span><br />
<br />
<em></em><br />
<br />
<em>Ben babamı hiç sevmedim.</em><br />
<br />
<em>Çünkü o hiç <strong>baba</strong> olmadı.</em><br />
<br />
<em></em><br />
<br />
<em>Hayatımın çeyreğindeyim henüz. </em><br />
<br />
<em>Doğdum, büyüyorum ve sonra yaşlanacağım. Tüm kendimi bildiğim evrelerde yanıbaşımda bir tek annem vardı. Ve eminim ki el verdiğince ömrü, hayatımın kadını olarak yine başucumda olacak.</em><br />
<br />
<em>Kendimi hiç ezik hissetmedim, taa ki büyüyene kadar. Büyüdükçe, tüm tanıdığım kadınlar babalarına daha da hayran hale geliyorlardı çünkü. Onların hayranlık seviyesi arttıyor benimse nefretim.</em><br />
<br />
<em>Babamla ilgili tek bir anım yok. Benim elimden tutup, parklara götürüp o tozlu salıncaklarda sallayan bir babam olmadı. </em><br />
<br />
<em>Onun hakkında da çok kelime etmeyi hiç sevmedim taa ki gençlik hatalarımın bedelleri can yakmaya başlayana kadar. Hep ona benzer adamlar sevdim.</em><br />
<br />
<em></em><br />
<br />
Ben çok güzel bir kız oldum baba. Hani şu akıllı gibi geçinen salak kızlar var ya, onlardanım ben aslında. Ve bedellerini ödüyorum kanırta kanırta. Acıya acıya yüreğim de kalmadı biliyor musun? Çok acıtıyorlar canımı..<br />
Öyle adamlar oldu ki hayatımda, emindim senin sevdiğinden daha çok sevdiler beni; daha çok dokundular minik ellerime.<br />
Sen olsaydın farklı olurdu belki diyorum. Ben bu kadar savunmasız ve iradesiz olmazdım belki. Belki de ne yaparsam yapayım dolmayan boşluklarım olmazdı.<br />
Sen benim ilkokul sevincimden, ilk aşk heyecanıma ortak olamayan yegane adamdın. Neden baba? Neden!<br />
Seni senede 1 kere görmek bile mucizeydi, saçlarım ne kadar uzuyordu farkında mıydın?<br />
Her yanına geldiğimde kalbim ağrıyordu benim. Dokunsaydın ya tam üzerine.<br />
Belki de bir sevişmenin ertesinde bakıyordu gözlerim yüzüne, beni hiç ama hiç tanımadığın için anlayamamana hiç şaşırmadım.<br />
Hep sana benzer adamlar sevdim. Ne kadar hayvaniyseler o kadar çok sevdim. Kendimden ödün verdim. Senin boşluğunu benim erkeklerim doldurdu. Onlarca erkek... Senin sarıldığın gibi sarılmadı kimse bana. Sarılmadı diyorum da, ben senin bana sarılışını bile bilmiyorum.<br />
Saçlarımı okşayan erkekler vardı hep.<br />
Yalandan sevişmlerin ardından gamzeme dokunan bir el hep mevcuttu, senin ellerin haricinde.<br />
Hıçkırarak ağladığım geceler oldu benim.<br />
Senin aklının ucundan geçmediğim geceler.<br />
Hep senin gibi adamlar sevdim. Ne kadar değer vermedilerse o kadar sevdim baba. Ortak noktanız çoktu, acıtmayı, harcamayı seviyordunuz. Siz acıttıkça ben güçlendim, siz düşürdükçe ben kalktım yeniden.<br />
Seviştikten sonra orospu muamlesi yapan bir adamı seviyorum mesela şimdilerde. Tıpkı senin yıllarca anneme yaptığın gibi. Ne kadar ironik bir hayatım var!<br />
Senin gibi duygusuzun teki.. Gözlerine melul melul bakıyorum. Anlamıyor.<br />
<em>Yeri gelmişken anlatayım; geçen gece birlikteydik. Çok ilginçtir ki (!) seviştik. Yattı uyudu, uyandı. "Ben gidiyorum." dedi.</em><br />
<em>"Gitme." dedim yalvarır gibi. </em><br />
Hatırlarsın, senin yanında olduğum zamanlarda da gözlerim öyle bakardı. Sırf biraz daha vakit geçirebilmek adına içimden çığlıklar kopardı, yalvarırdı. Gitmeseydin keşke baba.<br />
<em>Gitmedi, kaldı.</em><br />
<em>Yanıma uzandı. Saatler sonra bana güzelce gözdağı veren bir konuşma yaptı.</em><br />
<em>"Bak Morphe, ben kendimden başka kimseyi sevmem. Sevemem. Benim de yapım bu. Değer verdiğim zaman nankörlüğü hazmedemiyorum. Dürüstlük benim için önemlidir." </em><br />
Nereye bağlayacak diye bekliyordum salakça. İlk cümle özetliyordu işte: SEVME BENİ!<br />
Elimde miydi?<br />
Kahretsin ki değildi.<br />
Bu duygu açlığım senin yüzündendi baba, kendimi şişme bebek misali diretmeden teslim edişim de bundandı!<br />
Sana karşı barındırdıklarım, şimdilerdeki zırhım. O kadar kalın, o kadar delinmesi zor ki. Kendimi kimselere dökmüyorum.<br />
<em>"Gitsene" dediğimde "Gidemem çünkü gidersem üzülürsün dedi. </em><br />
<em>"Sen beni üzemezsin, sen beni üzebilecek niteliklere sahip değilsin. Sen benim, birlikte olduktan sonra nasıl olduğumu merak etmeye lüzum duymamış bir insansın, ne kadar üzebilirsin ki beni...."</em><br />
<em>Bunlar dökülürken dudaklarımdan, sırtım ona dönük, yastığa gömülüydü yüzüm. Dolayısıyla gözlerimden süzülen yaşları görmedi. Beni hiç tanımadığı için, sesimin titremesine de mana veremedi...</em><br />
<em>Bir Morphe daha ölüverdi orada.</em><br />
Senin beni hatırlamanı beklediğim gibi, onun da hatırlamasını bekliyorum ezikçe. Çok acıyorum bazen kendime.<br />
Seni yaşarken öldürdüm ben içimde, şimdi o öldüğün yerde başka başka adamlar yetiştiriyorum. Seni özlemiyorum çünkü, seni hiç ama hiç aratmıyorlar baba.<br />
Senin zamanında beni kendinden koruyamadığın gibi, şimdi de koruyamıyorsun.<br />
Hoş..<br />
Dünyanın batağına en az senin batacağın kadar battım.<br />
Aramıza koridorlar girene kadar sen benim büyüdüğümü de görmedin. Aslında yine hiçbir şey değişmedi biliyor musun?<br />
Beni yine ağlatıyorlar baba, ben yine aşık oluyorum. Sen yine benim sevda masallarımı dinleyemiyorsun.<br />
Çünkü sen beni gene koruyamıyorsun.<br />
<br />
<br />
<em>Her şeyin bir bedeli var Güzelliğinin de...</em><br />
<em>Bir gün gelir ödenir</em><br />
<em>Öde Morphe!<br />
<br />
</em><em></em>Morpheushttp://www.blogger.com/profile/07636027261290616284noreply@blogger.com18tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-67596470379255464632010-10-21T01:10:00.004+03:002011-01-22T23:41:55.833+02:00Salak Yemin Ediyorum Gerizekalı Bunlar!Birkaç gün önce Facebook'ta Küçük İskender tarafından yazıldığı iddia edilen bir metin dolanıyordu. Yazının aslı <a href="http://www.facebook.com/photo.php?fbid=158079617557811&set=a.158079607557812.33191.134919469873826&ref=fbx_album">şudur </a> özetle deniliyor ki Aydın'da üç gencin zihinsel engelli bir kıza tecavüz etmelerinin sebebi Fatmagül'ün Suçu Ne dizisiymiş. Neymiş televizyonda o sahneyi çok sık yayınladıklarından insanlar da özenip bunu taklit etmişlermiş.<br />
<br />
Yazıyı okudum sinirlendim, sonra bunu beğenip yorum yapanları okudum büsbütün sinirlendim. Herkes gayet emin yani o tecavüzün sebebinin Fatmagül'ün Suçu Ne dizisi olduğundan.<br />
<br />
Madem diziden bahsedeceğiz, öncelikle yine aylardır beni çıldırtan bir konuyla başlayalım. Biliyorsunuz dizi başladıktan bir süre sonra Beren Saat'in daha önce oynadığı Aşk-ı Memnu'ya atıfla Ankaragücü taraftarları bir tezahürat üretti. "Fatmagül'ün suçu yok biz onu Bihter sandık." Yani ne diyor, "Fatmagül'ün bir suçu yok, biz onu Bihter yollusu zannettik." <br />
<br />
Bihter neden yollu? Amcasıyla evlendiği adama aşık olduğu ve onunla seviştiği için. "Aferin, bravo, hepimiz birileriyle evlenelim sonra başkalarıyla yatalım" demiyorum. Fakat hiç mi başınıza gelmedi lan? Hiç mi en olmadık adama/kadına en olmadık zamanda aşık olmadınız? Hiç mi yanlış yapmadınız? Herkes mükemmel toz pembe ilişkiler mi yaşıyor? Ki dizideki karakter aşık olduktan sonra kocasından ayrılmak, aşık olduğu adamla kaçmak istedi. Sonunda da intihar etti. Hani adamla evli kalmaya devam edip bi taraftan da sürekli onunla bununla yatsa, tamam diyeceğim. <br />
<br />
Neden dul kadınlar daha fazla baskı yaşar? Neden dul kadınlara derhal "hafif kadın" gözüyle bakılır? Neden Türk Filmleri'nde dul kadının yollu olması konusu defalarca işlenmiştir? Çünkü dul kadın resmi olarak bekareti bozulmuş kadındır. E madem bir kere bozdurdu bekareti, artık hepimize verebilir, müsait! <br />
<br />
Bihter de madem gitti aşık oldu yattı biriyle, demek ki artık kendisi bir yollu. Bir kişiye verdiyse hepimize verecek. Dizinin çekildiği sıralarda arabalarıyla dizinin çekildiği yalının etrafında dolanıp "Bihter bize de versin" diye açık açık höyküren, "biz onu Bihter sandık" diyen adamların kafası bu şekilde çalışıyor işte. <br />
<br />
Televizyonda izlediği her şeyden lüzumundan fazla etkilenen insanlarız evet, fakat içinde tecavüz sahnesi olan bir dizinin insanları tecavüze teşvik ettiğini söylemek en hafif tabirle "gerizekalılık"tır benim gözümde. Burada arkadaşlarımdan birinin Facebook'ta bu konuda yazdığım notun altındaki yorumunu aynen buraya kopyalayacağım:<br />
<br />
<em>"Suç ve Ceza okurken, kahramanla beraber hop oturup hop kalkmıştım. "Acaba yakalanacak mı", "dur ulan, oraya gitme", "öyle deme çakacaklar mevzuyu" tripleriyle, kitabı okuduğum süre boyunca katile resmen yardım ve yataklık ettim. Fakat, çok ...şükür, kendimi katil olmanın dayanılmaz cazibesine karşı koruyabildim bugüne kadar.<br />
<br />
"Dostoyevski resmen katili ve "haklı" cinayeti övüyor!" diyerek Küçük İskender mantığını benimsersem, şu devletin bir mahkemesi, yahut ne bileyimi bir sansür üst kurulu beni haklı bulup, piyasadaki tüm Suç ve Ceza kopyalarını toplatıp, meydanlarda yakar mı?"</em><br />
<br />
Biri üstte bahsettiğim Küçük İskender'e ait olduğu söylenen yazının altına şöyle bir yorum yazmış; "böyle olacağı belliydi, yazık."<br />
<br />
Lannnnnnn, lan! Nerede yaşıyorsunuz ya? Hangi ülkenin vatandaşısınız? Aynı dünyada mı ikamet ediyoruz? Sanki şu ülkede gerçekleşmiş ilk tecavüz bu! Sırf bu tecavüzleri engellesinler diye gönderilmiş olan Birleşmiş Milletler Barış Gücü üssünün birkaç kilometre ötesinde Kongo'lu kadınlar düzenli olarak toplu tecavüze uğruyor. Daha ergenliğe yeni girmiş bir sürü genç kıza bizzat kendi babaları tecavüz ediyor. Bu dünyada kadınlar her gün her dakika tacize uğruyor. <br />
<br />
Ve siz tecavüzün ne kadar iğrenç bir şey olduğunu, tecavüze uğrayan kadınların saki suçlu onlarmış gibi dışlandığını, kendilerine tecavüz eden iğrenş hayvanlarla zorla evlendirildiğini, bütün bunları anlamak yerine gidip tecavüz sahnesine takılıyorsunuz. Orada iğrenç bir şey yaşanıyor. Farkında mısınız?<br />
<br />
Birileri size anlatmaya çalışıyor tecavüzün ne kadar berbat, tecavüzcüsüyle evlendirilmenin ne kadar iğrenç bir şey olduğunu. Eğer paranız yoksa insandan sayılmayacağınızı. <br />
<br />
Bir dizi tutup da ülkedeki tecavüz vakalarına son verecek değil. Ama en azından biraz olsun görün nelerin yanlış gittiğini. Tecavüze uğrayan kadınlara nasıl haksızlık edildiğini. Onların bir suçunun olmadığını anlayın. <br />
<br />
"Gece vakti sokağa çıkmasaymış, o kadar dar elbise giymeseymiş" gibi saçma sapan fikirler üretmeyin.agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com21tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-64610436506946286112010-10-12T11:16:00.008+03:002011-01-23T02:07:01.334+02:00Sakine İçinNeresinden nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum bu yazıya.<br /><br />Biliyorsunuz Sakine Aştiani isimli İranlı bir kadın zina suçu<br />sebebiyle recm cezasına çarptırılacak. Yani taşlanarak öldürülecek.<br />Çeşitli sivil toplum örgütleri bu konuyla alakalı olarak çalışmalarını<br />sürdürmekteler. Bu sabah gazetelerde <a href="http://www.hurriyet.com.tr/dunya/16016776.asp?gid=200">Sakine'nin avukatının Türk<br />kadınlarına bir çağrısı </a>vardı. Türk kadınlarından Sakine için İran<br />hükümetine mektup göndermelerini istiyordu. "Şimdi nasıl<br />yollayabiliriz ki İran Hükümeti'ne mektup" gibi gubidik bir soru<br />üzerinden düşünüp taşınıp bulabildiğimiz en mantıklı çözümü<br />sizinle de paylaşmak istedim. Böyle bir hareketin etkili olabilmesi<br />için milyonlarca kişinin desteğine ihtiyaç var elbette, o milyona<br />ulaşılır mı ulaşılmaz mı bilemiyorum ama elimden geleni yapmak<br />istiyorum. Aşağıda Ahmedi Nejadın e-maili ve Sakine'nin çocuklarının<br />Sakine için yazdığı mektubun metni var. Bu mektubu aynen kopyalayarak<br />Free Sakine başlığı ile Ahmedi Nejad'ın emailine gönderirseniz belki<br />Sakine kurtulmaz, fakat siz de üç saniye dışında hayatınızdan bir şey<br />kaybetmezsiniz. Sahip olduğum bütün mail adreslerinden göndermeye<br />çalışacağım, sizden de aynısını rica ediyorum. Ve mümkün olduğunca bu<br />maili yaymanızı. Sevgiler.<br /><br /><a href="http://cp.president.ir/en/">http://cp.president.ir/en/</a> adresine kopyala yapıştırla gönderebilirsiniz. Sadce geçerli bir email adresi girmeniz gerek. Girdiğiniz mail adresine bir konfirmasyon emaili gelecek onu da onaylamayı unutmayın.<br /><br /><br /><span style="font-weight:bold;">Plea to the world by Skanie's Children<br /><br />Do not allow our nightmare become a reality,<br />Protest against our mother’s stoning!<br /><br />Today we stretch out our hands to the people of the whole world. It is now five years that we have lived in fear and in horror, deprived of motherly love. Is the world so cruel that it can watch this catastrophe and do nothing about it?<br /><br />We are Sakine Mohammadi e Ashtiani’s children, Fasride and Sajjad Mohamamadi e Ashtiani. Since our childhood we have been acquainted with the pain of knowing that our mother is imprisoned and awaiting a catastrophe. To tell the truth, the term "stoning" is so horrific<br />that we try never to use it. We instead say our mother is in danger, she might be killed, and she deserves everyone's help.<br /><br />Today, when nearly all options have reached dead-ends, and our mother's lawyer says that she is in a dangerous situation, we resort to you. We resort to the people of the world, no matter who you are and where in the world you live. We resort to you, people of Iran,<br />all of you who have experienced the pain and anguish of the horror of losing a loved one.<br /><br />Please help our mother return home!<br /><br />We especially stretch our hand out to the Iranians living abroad. Help to prevent this nightmare from becoming reality. Save our mother. We are unable to explain the anguish of every moment, every second of our lives. Words are unable to articulate our fear…<br /><br />Help to save our mother. Write to and ask officials to free her. Tell them that she doesn’t have a civil complainant and has not done any wrong. Our mother should not be killed. Is there any one hearing this and rushing to our assistance?<br /><br />Faride and Sajjad Mohammadi e Ashtiani</span><br />___________________________________agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-87201233288335339622010-10-11T23:15:00.003+03:002011-01-23T02:06:32.224+02:00Seviştim Ama Sor Bi' Neden?Ekşi Sözlük'te iki adet başlığımızı açmışlar, haberiniz var mıydı lan? Ben görmesem kimse de söylemiyor arkadaş...<br /><br />Şimdi bu başlıklardan birinde (6 üstü kadın başlığı) şöyle bir entry girilmiş:<br /><br /><em>kadınların tek rolu erkeklerin girip çıkabileceği bir delik sunmak değil madem, yazılarınızda neden o yaşadığınız "çok büyük aşk" bunalımlarından sonra bu role soyunuyorsunuz diye sormak istediğim kadınlar bütünü. öyle olduğunda, yani erkek one night stand, bilemedin one week stand(?) tribinde bir kadınla birlikte olduğu zaman neler geçiriyor içinden, neler düşünüyor bilemeyecekler. bu her ne kadar mutual bir birliktelik gibi görünse de, bir süre sonra, durulunca bakalım kim ne düşünüyor.<br /><br />e- lan bi xxx vardı noldu ona, arayım bi abaza kaldık ak.<br /><br />k- ben napıyorum mına koyyim ya orda burda... allah belamı versin çok "kirliyim"??</em><br /><br />İstanbul'da olduğum sıralar, dehşet aşığım ama öyle böyle değil. Sürünüyorum, babamı arayıp "ben aşığım baba yanına geleceim" diye ağlamalar mı dersin, abuk sabuk üzerinde aşık olduğum adamın isminin yazılı olduğu yok anahtarlıklar kolyeler mi almak dersin; her türlü ergenlik, kepazelik diz boyu.<br /><br />"Lan" dedim, "bu böyle olmayacak." Bir haftasonu o çok aşık olduğum adam İstanbul'a geleceğim demiş ama gelmemiş, zaten biliyorum beni de sevmiyor. O aralarda da açık açık "gel sana pul koleksiyonumu göstereyim" falan diyen bir çocuk var. Gayet yakışıklı, arkadaşım ama öyle her gün gördüğüm samimi olduğum biri değil. Benim zaten cinler tepemde. "Çivi çiviyi söker amına koyim" dedim. Mesaj attım çocuğa. Net hatırlamamakla beraber "pazartesi sekizde sevişelim müsait misin" falan gibi bir şeydi, çok taşaklı karıyım ya, lafı dolandırmıyorum! (Tövbeler tövbesi.)<br /><br />Çok büyük rezillikti arkadaş öyle böyle değil. Bir gram zevk almamamı, normalde o elemanı her gördüğümde seviş seviş seviş diyen hücrelerimin içimin derinliklerine kaçıp susup pısmasını falan bi' tarafa bırakıyorum, "eve gelme bu akşam" dediğim ev arkadaşımın evde ufak çapta bi' parti vermesi, dahası (abartıyorum sanacaksınız ama yemin ediyorum oldu bu) gelip biz çıplakken yatağın kenarına oturup bize ne kadar da mutsuz olduğunu anlatması, salondaki herkesin bizim içeride sevişmeye çalıştığımızı bilmesi, yine gerizekalı ev arkadaşımın çocuk evden çıkarken "hadi Alper güle güle" diye sevişmeye çalıştığım çocuğa o çok aşık olduğum aşkından geberdiğim Alper'in adıyla seslenmesi falan gibi eksiği var fazlası yok bir skandala imza attık.<br /><br />Bu anlattığım ömrü hayatımdaki tek "one night stand" girişimidir. Sonra zaten hiç niyetlenmedim bile yani.<br /><br />Bu olaydan sonra hiç öyle "vay kirlendim arkadaş" gibi bir şeyler düşünmedim.<br /><br />Şimdi, gelelim üstteki yoruma. Hani dedim ya "çivi çiviyi söker" insan bazen gerçekten öyle olacağını düşünüyor. Evet çivi çiviyi söker, ama kanırta kanırta söker. Ve sökse de orada öyle izi kalır çivinin.<br /><br />O yorumda durum sadece kızlara yönelik olarak anlatılmış ama çok aşık olmuş erkekler için de öyledir, kendilerini dağıtırlar dağıtırlar ve bir gün "ne yapıyorum ben amına koyayım" hissiyle uyanırlar.<br /><br />Ben şu günden sonra hayatıma ilk kez benimle sevişecek bir erkeğin gireceğini sanmıyorum. Dolayısıyla eşit olacağız, hani adam tutup da "vay senin benden önce yaşadığın ilişkiler" falan diyemez. Diyemez mi?<br /><br />Yakın arkadaşlarımdan biriyle sohbet ediyoruz, "ya o çocuk o kızla çıkmaya başladığında kız zaten patlaktı" dedi. O sırada o henüz bakire, ben değilim "sağol kardeşiimmm" dedim ben de. Başka bir kızı patlak diye tanımlayan bi' kız! Siz bi' erkekten onun bakir olmadığını ima eden aşağılayıcı bir sıfatla bahsedildiğini duydunuz mu hiç?<br /><br />Ne diyor yorumdaki erkek tarafı "arayım bi abaza kaldık ak." Bununla "acıktım amk şu Yemek Sepeti'nden bir şeyler söyleyeyim" arasında hiçbir fark yok. Adamın fiziksel bir ihtiyacı var giderecek.<br /><br />Şimdi bunu bi' kadının ağzından seslendirelim "bu ara abaza kaldım lan şu Salih'i bi' arayayım." Ben ömrümde onca etrafın kaşar gözüyle baktığı kızla tanıştım, hiç böyle bi cümle duymadım. Bizzat kendim de kurmadım.<br /><br />Şu hani one night stand girişiminde bulunduğum eleman var ya, bir gün onunla konuşuyoruz şey dedi "sen kızsın benim kadar sevişsen zamanla o kadar da zevk almamaya başlarsın" vay amına koyayııııım, bak sen!<br /><br />Tekrar dönelim "kirliyim" konusuna; annen "kukunu koru" der, arkadaşların "patlak", erkekler "kaşar" der. Kadınsan bunlarla büyür, bunlarla yaşarsın. Erkek adam yapar, onun fiziksel ihtiyacıdır, elinin kiridir; ama senin öyle bir fiziksel ihtiyacın olamaz, erkeğin elinin kiridir sense kirli olursun.<br /><br />Hiç "abarttın iyice" falan demeyin. Benim gayet aynı ortamlarda bulunduğum, aynı okulda okuduğum arkadaşlarım "ileride kocama 'çok aşıktım bi' kere birlikte oldum' diye yalan söyleyeceğim" ya da "evlenmeden önce diktireceğim" diyen arkadaşlarım var. Çünkü illa bir kılıf uydurmak zorunda kadın tarafı.<br /><br />Hah o "ben napıyorum mına koyyim ya orda burda... allah belamı versin çok kirliyim" cümlesi de kılıfın alasıdır. Farkındaysanız kadınlar bunu bu şekilde yüksek sesle söylerler, hani bilinsin isterler etrafta bütün yediği bokları aslında üzüntülerinden kafalarının karışıklığından yedikleri.<br /><br />Kadınlara bekaretleri bozulduğu andan itibaren yollu, kaşar, patlak diyeceksin; sonra da gelip "vay bu kadınlar seviştik diye neden bu kadar triplere giriyor" diye soracaksın. Asıl ben soruyorum, senden ötürü mü benden ötürü mü?agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com22tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-37633194999049454112010-10-09T00:39:00.004+03:002011-01-23T02:15:11.511+02:00Meme HadisesiO.. Çocukları filminde bir diyalog vardı, aklımda kaldığı şekliyle aktaracağım;<br /><br />Ufaklığın biri: Donatella Abla memenin İtalyanca'sı ne?<br />Öbürü: Lan memenin İtalyanca'sı mı olur meme memedir!<br /><br />Hah şunu bi' peşinen netleştirelim, meme memedir. Lafı evirip kıvırmanın manası yok. Bundan yıllar önce sözliklerden birinde okuduğum "abazanın seks düşünmemesi" başlığında olduğu gibi; "düşünmemeliyim... düşünmemeliyim... memeliyim... meme! meme!"<br /><br />"Ne diyorsun Ağda yine?" diyenler için; bi' şey demiyorum işte lan! Tutup da diğer yazılarımdaki gibi uzun uzun fikrimi açıklamaya çalışmayacağım. Meme kanseri kötüdür, itirazı olan?<br /><br />Sadece Wikipedia'daki <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Meme_kanseri">meme kanseri linkinden </a>birkaç caps vereceğim size;<br /><br /><strong>- Meme kanserine karşı en iyi koruyucu yöntem erken teşhistir.<br /><br />- Erkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat fazladır.<br /><br />- Kendi kendini kontrollerde onbeş günü aşkın sürede ele gelen sertlik veya kitle, deride kalınlaşma, şişme, renk değişikliği, meme başında kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması, memede veya meme başında içeri doğru çekinti, meme şeklinde değişiklik, meme başlarının pozisyonlarında değişiklik ve meme başında akıntı gibi belirtiler derhal doktor kontrolü gerektirmektedir. Hekim muayenesi sonusu yapılacak mamografi taramasının ardından ultrason, İnce iğne aspirasyon biyopsisi ve normal biyopsi tetkikleriyle kesin tanı konulur.</strong><br /><br />Yani neymiş, ayda bir memeleri mıncıklıyoruz, güzelce inceliyoruz. Hem aslında eğlenceli lan üşenmeyin pliiz. Uygun olunan durumlarda memelerin bir karşı cinse inceletilmesinde de sorun yok tabii ama kendi memenizi en iyi kendiniz bilirsiniz.<br /><br />Ayda bir kendiniz inceleyin de sonra kime elletirsiniz ben karışmıyorum.<br /><br />(Kendi kendimizi ne zaman, nasıl muayene etmeliyiz konusunda da <a href="http://www.jinekoloji.net/kkmm.htm">şuraya</a> bakabilirsiniz.)agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-70189826067454742692010-10-03T21:51:00.008+03:002011-01-23T02:09:33.059+02:00Kızlar SaylanmazGeçen sabah haberlerde bir aileden bahsediyor, işte dört çocuğu olan bu aile beşinci çocuğu yapabilmek için tedavi olmuş. Hani beş çocuk yapmak da benim gözümde tartışılabilir, yedi yaşından bu yana annesi tarafından "bak suyu çok akıtma dünyanın kaynakları kısıtlı, yeryüzünde susuzluktan ölen insanlar var" gibi laflarla yetiştirilmiş biri olarak tek çocuktan fazlasının pek de hayırlara vesile olmadığını falan anlatabilirim size. Ama geçiyorum, büyük bir aile olmak istemişlerdir, çocuk seviyorlardır en önemlisi <em>bakabileceklerine hükmetmişlerdir</em> yaparlar. Fakat bu beşinci çocuk arzusu çoğu zaman bu çeşit tedavilerde olduğu gibi beşle kalmayıp aileyi yedi çocuk sahibi haline getirmiş. Lafın kısası gelen üçüzlerle olmuş bize çocuk sayısı yedi. Evin babası da diyor ki "bakamıyoruz, yardım istiyoruz!" One minüt! Ne dediniz anlamadık? Beş çocuğa bakabiliyorsunuz oluyor, hem de bu zorlaya zorlaya tedavi görüp de yaptığınız bir çocuk, fakat yedi çocuğa bakamıyorsunuz. Peki neden gittiniz tedavi gördünüz bir beşinci çocuk için? "Çünkü ilk dördü kızdı, erkek istiyorduk!" Zaten bu ülkede kızlar saylanmaz efendim, doğru dediniz.<br /><br />Mardin'de 12 yaşında bir kıza tecavüz eden 28 kişi bir yıl sekiz ay ile dokuz yıl arası ceza aldı. "Ulan ne bir yılı öldürsem sinirim geçmez" diyenler için bir haberimiz daha var, bu sanıklar ceza indirimi almışlar efendim. Sebep? Kızın rızası varmış!<br /><br />Lan hadi bu ülkede kadınlara 40 yaşına da gelseler söz hakkı verilmemesini falan geçtim. Hangi alanda ne kadar özgür bıraıyorsunuz kadınları? Yaptıklarınıza rıza göstermeleri ya da göstermemleri ne kadar önemli de tecavüz gibi bir konuda kadının rızasını soruyorsunuz? Dört kızını insandan saymayıp erkek olur beşincisi diye tedavi gören insanların yaşadığı ülkede kadının hangi lafı ciddiye alınıyor? Ve dediğim gibi, hadi bunu geçtim Allah'ın cezaları, 12 yaşındaki çocuk 33 kişiyle sevişmeyi istiyordum dese kaç yazar? Çocuk ulan bu! Hiç aklınıza gelmiyor değil mi o öküzlerin yapacağı baskı falan. O kararı veren hakimin aklını sikeyim, onu oraya koyan adalet sistemini sikeyim!<br /><br />Temmuz ayında da iki yaşındaki bir bebeğe tecavüz edip çöpe atmışlar, bebek ölü bulunmuş. Tüh bakın yaşasaydı o da "benim rızam vardı" derdi, oooh hepimiz mutlu mesut.<br /><br />Bundan birkaç yıl önce bir hayat kadınının çocuğuna evine gelip giden müşterilerinin tecavüz ettiği ortaya çıkmıştı hatırlıyor musunuz? Hatırlamıyor musunuz, önemli değil siktir edin! O olay ortaya çıktığında okuldan bir arkadaşım "umarım çocuk ölür" demişti. Hiçbirimiz bu kadar canice bir lafı dile getiremedik ama hepimiz içimizden aynısını diledik, umarız ölür dedik. Küçücük, hayatta daha hiçbir şey görmemiş bir bebek için dileyebileceğimiz en iyimser dilekti o çünkü. O bebek büyüyüp bunları hatırlayacağına, bununla yaşayacağına ölsün dedik. Çünkü siktiğimin devleti o çocuğu koruyamamıştı ve koruyamayacaktı.<br /><br />Şimdi bunları neden mi anlattım, Bir şey olduğundan değil ya. Kanal D'nin bir dizisi var "Fatmagül'ün Suçu Ne" diye, çok ahlaksız bir dizi o yayınlamasın Kanal D söyledik biz RTÜK'e. O ne öyle canım tecavüz falan, çünkü daha iğrençlerini her gün kendimiz görmüyoruz, bizzat kendimiz yapmıyoruz, yasaklayın pliiz. Ayrıca o Fatmagül de hak ediyor yani, ne o öyle üstüne oturacak elbiseler giymeler, sokaklarda koşmalar falan. Müstehak bunun gibilere...agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-69736587723691252362010-09-27T21:16:00.006+03:002011-01-23T02:16:52.644+02:00- Ağda, Bana Bi' Koca Lazım. - Değil!Bilmem hatırlar mısınız, bundan birkaç sene önce Erol Köse karısını Gülşen ile aldatmıştı. Karısı da sanki elinden kaçan adam Erol Köse değil de (bkz: <a href="http://fotograf.gazetevatan.com/fotogaleri/act/4692_10_04082008_1.jpg">Erol Köse</a>) Brad Pitt'miş gibi (bkz: <a href="http://www.exposay.com/celebrity-photos/brad-pitt-babel-los-angeles-premiere-red-carpet-0SfHq9.jpg">Brad Pitt</a>)çıldırmıştı "vay kocamı o orospuya kaptırmam" diye. Çünkü Gülşen orospu; kocası melek, kocası namus abidesi, canım canım!<br /><br />Hani bundan <a href="http://sertolsun.blogspot.com/2010/09/agda-bizi-sex-shopa-gotur-olmaz.html">bir yazı önce </a> "on sekiz yaşınızdan önce verdiğiniz kararlar pek sağlıklı olmaz, hatta yirmiye kadar yolu var" demiştim ya. Bunu güzel bir örnekle pekiştireceğim şimdi, hani İlhan Uçkan'ın (ilişki gurumuz) bir kitabı var "Erkekleri Kullanma Kılavuzu" hah işte ben on sekiz yaşımda o kitabı okudum. Üstüme varmayın amına koyim diyoruz işte o yaşlarda insan biraz şuur yoksunu oluyor. O kitabın bir bölümünde kocanızı/sevgilinizi elinizde tutmak için verilen bir taktik vardı. Efendim neymiş, kocamızı sevgilimizi şişmanlatacakmışız. Allah Allah amına koyim sebep? Şişmanlatacakmışız ki başka kadınlar ona bakmasın!<br /><br />Şimdi efendim benim bir topan olarak şişmanlarla alakalı edecek hiçbir lafım yok, gelgelelim adam elimden kaçmasın diye neden adamı şişmanlatıyorum lan! Manyak mıyım ben? Ayrıca ben 80 kiloluk bi filintayken beğendiğim adamı 100 kilo olduğunda beğenmezsem ne olacak? Heee pardon tabii öyle bir ihtimal yok. Erkekler bizim velinimetimiz, 250 kilo da olsa türlü hödüklük de yapsa tek hedefimiz bir adet erkeği kafeslediysek onu elimizden kaçırmamak!<br /><br />Bir de sevgilisine olan aşkından onun seri cinayetler işlemesine yardımcı olan Martha Beck var ki o psikopatı hiç uğraşmadan geçiştiriyorum.<br /><br />Dünyanın gerçeklerinden tamamen kopmuş değilim, biliyorum bu ülkede, bu dünyada milyonlarca kadın var yaşamlarını sürdürmek için kocasına bağımlı olan. Bu kadınlar varolan düzenleri bozulmasın diye aldatılmaya, dayağa, hor görülmeye belki benim aklıma bile gelmeyen binlerce sıkıntıya göğüs geriyorlar ömürleri boyunca. Bazen bütün artistliğimle "lan benim ilkokul mezunu annem iki çocuğunu da üniversiteye gönderdi, hiç de bir erkeğin desteğine ihtiyaç duymadan, bu kadınlar neden tahammül ediyorlar bunca rezilliğe ayrılsınlar gitsin" desem de biliyorum hayatın her zaman anneme davrandığı kadar iyi davranmadığını kadınlara.<br /><br />Gelgelelim sevgili hatunlar; İlhan Uçkan'ın kitaplarına, Cosmopolitanlar'a tonla parayı yığıp da "sevgilimizi nasıl elimizde tutucaz lan" diye taktikler geliştirmekten helak olan kadınlar o üstte bahsettiklerim değil! Gayet benim gibi, bu blogu okuyan çoğu hatun gibi, üniversitede okumuş/okuyan, ekonomik özgürlüğüne sahip ya da sahip olacak kadınlar. Yani yaşamak için bir adama ihtiyacı olmayan kadınlar!<br /><br />Hayatımın birçok dönemini yanımda annem/babam ya da her ikisi birden olmadan geçirdim. Ve buna dayanarak rahatlıkla söyleyebilirim ki başınızda "bir direk" olmadığında ölmüyorsunuz. Hayatta kalmak için bir kocaya ihtiyacınız yok. Bu ülkede gayet ekonomik özgürlüğüne sahip fakat dayak yiyen, fakat aldatılan, fakat aşağılanan kadın nereden geldiğini çözemediğim bir "kocama sahip çıkayım, evimin direğine, gözümün bebeğine" mantığıyla evliliklerini sürdürüyorlar.<br /><br />Siz öyle yapmayın olur mu lan? Biliyorum çoğunuz henüz evli değilsiniz. Siz çok şahane insanlarsınız bi kocanız olmadan da. Bakın mesela kocasız ama şahane bir Gülşen mi olmak istersiniz yoksa Erol Köse'nin şirret karısı mı? Ben Gülşen olmak isterim şahsen ("o göbekle biraz zor" diyeni inanın yıpratırım acımam.)<br /><br />O yüzden sakin olun, dünyada milyonlarca erkek var lan! Neden size acı çektiren birine bağlanıp da hayatınızı geçireceksiniz ki? Elinizi sallasanız ellisi, ama siz birtanesiniz.<br /><br />(Hemen kaypaklık yapıp erkeklere de yaranayım paragrafı:) Lan bu karılar bi'tane de siz on tane misiniz amına koyayım? Baktınız hatun mutfakta çok zaman geçirmeye, "ye aşkım, ye bebeğim, aaa göbek erkekliğin şanındandır, olur mu ben seni topan da seviyorum" demeye başladı, derhal topuk hacı! O karı daha da iflah olmaz!<br /><br />Ne biçim sonuç paragrafı oldu lan bu? Neyse siz anladınız beni. Zaten İddaa'da son bi maçım kaldı, kafam maçta toparlayamıyorum. Öptüm hadi bye!agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-69711517242283969842010-09-23T01:08:00.007+03:002011-01-22T23:44:57.569+02:00Ahlak Anlayışınıza Bacağım Girsin!- Canan bi' şey söyleyeceğim ama vereceğin tepkiden biraz çekiniyorum.<br />
- Noldu lan ne bok yedin gene?<br />
- Ben gay'im. <br />
<br />
On iki yaşından beri tanıdığım bir arkadaşımdı bunu söyleyen. Ben onu tanıdığımdan beri sürekli birlikte okuduğumuz okullarda onun "ibne" olduğu söylenirdi. Ben de sürekli "lan yakışıklı diye kıskandığınızdan öyle diyorsunuz / sevgilisi taş gibi diye bok atıyorsunuz" şeklinde kendisini savunurdum. Kankalık müessesesi bunu gerektiriyordu. Bir de tabii ortaokul çocuğu aklımla "gayse gay amına koyayım size ne" diyemiyordum elbette. Böyle geçen bir on senenin sonunda bana açıklamıştı gay olduğunu. Dolayısıyla şaşırtıcı değildi durum.<br />
<br />
Benim en yakın arkadaşımdı. Kardeşimdi. Erkeklerle sevişmesi onu benim için değiştirmedi. Önce bunu bir tarafa koyalım. Birinin kiminle seviştiği karınız/kocanız/sevgiliniz değilse şayet, sizi hiiiç ilgilendirmez. Neden? Çünkü (kelime anlamıyla söylüyorum) size giren çıkan bir şey yok. Ha diyorlar ki erkekler gay'leri kendi erkeklikleri için bir tehdit olarak algılarmış, o zaman ben de bütün erkekleri kendi kadınlığım için tehdit olarak görüyorum. Nihayetinde hiçbir gay'in bir erkeğe tecavüz ettiğini duymadım ama bir ton heteroseksüel errrrkek kadınlara tecavüz ediyor. Buyur Osman Sınav, "erkeklik bence ahlaksızlıktır." Bu nasıl, oldu mu?<br />
<br />
Bir de sayın bakanımız var tabii, sevgili Aliye Kavaf. Dünya Sağlık Örgütü'nün 1993 yılında hastalık sınıflandırmasından çıkardığı eşcinselliği 2010 yılında hastalık olarak nitelendirmiş olan çok sevgili bakanımız. Madem eşcinsellik hastalık sevgili bakanım, yok mu hapı, şurubu, aşısı? İyileştiriverelim gençleri. Huzur bulsun dünya. <br />
<br />
Bakın ne diyor arkadaşım "eşcinsellik sapıklık diyorlar; bütün aileni, dini, toplumu, devleti karşına alıyorsun. Sapıkça bir zevk için bütün bunları karşısına alır mı insan? Bunca acıya, dışlanmaya dayanır mı?" <br />
<br />
Siktiğimin ülkesinde hepimiz, her birimiz korkarak yaşıyoruz zaten. Ölümün ya da yaşaman birilerinin keyfine kalmış. Daha dün içki içiyorlar diye saldırdılar insanlara. Çok şükür ki ölen kalan olmadı. Olabilirdi de. Bu ülkede kadınlar, eşcinseller, çocuklar sürekli olarak tehdit altında yaşıyor. Tacize uğramak istemiyorsan gülme, konuşma, otobüse binme, onu giyme, parfüm sürme, evden çıkma, yaşama! <br />
<br />
Gerçi artık geliştirdi kendini bağnazlar da, artık erkekler de tehdit altında yaşıyor, hadi yine iyiyiz!<br />
<br />
Belki eşcinsellik hastalıktır hakikaten, belki psikolojik bozukluktur, sapıkça bir zevktir belki de. Peki bundan size ne? Grip olan insanları dışlıyor musunuz? Manik depresif olduğu için cinsel organı kesilen var mı bu ülkede? Ben sado-mazo seviyorum mesela, al bu da sapıkça size ne amına koyayım? Gaylerin size zararı ne? Zorla sizinle birlikte mi olmaya çalışıyorlar? İşyerinde tacize mi uğruyorsunuz? Hiç sanmıyorum! Ayrıca merhaba, ben senelerdir düzenli olarak tacize uğruyorum, bu ülkedeki her bir kadın gibi; çok ahlaklıysanız, çok biliyorsanız beni koruyun! <br />
<br />
Sevgili Osman Sınav, Sayın Bakanım; ahlak anlayışınıza bacağım girsin oldu mu? Sevgiler!agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-8756298478241475823.post-83369108098562757222010-09-20T23:42:00.001+03:002011-01-22T23:42:59.913+02:00- Ağda Bizi Sex-Shop'a Götür! - Olmaz!Hişş, naber? Ben geri geldim. Aslında bu dönüş yazısında bahsetmek istediğim bir ton başka konu vardı aklımda fakat son dönemde bana gönderilen maillerde ya da twitter’da formspring’de sıkıştırıldığım anlarda yaşlarının on sekizden küçük olduğunu söyleyen birtakım kızların sorduğu sorular acilen başka bir konudan bahsetmem gerektiğini gösterdi.<br />
<br />
Şimdi bu yaşlarının on sekizden küçük olduğunu iddia eden kızlar belki o yaşta değillerdir, belki kız bile değillerdir. Çünkü etrafımız “bakalım şöyle de manasız bi’ soru sorayım ne diyecek” deyip abuk sabuk sorular soran birtakım zekâsızlarla dolu. Gelgelelim bundan bahsetmemiz gerek.<br />
<br />
Blog ilk zamandan beri sürekli olarak “altı tane kızın seks anılarını anlattığı yer” olarak görüldü, anlatıldı. İnci saldırısına uğradık, dedelerle uğraştık, şu oldu bu oldu. Biz kim ne derse desin bildiğimizi okuduk, derdimiz seks anılarımızı anlatmak değildi; kadınların da seksten bahsedebileceğini, kadınların da bazen canının sevişmek isteyeceğini ya da bazen istemeyeceğini, kadınların sadece erkeği tatmin etmesi gereken bir oyuncak değil, cinsellikte en az erkek kadar söz sahibi, karar sahibi olması gereken yaratıklar olduğunu anlatmaktı. Burada oturup bir yazı yazmamızla dünyanın değişeceğine inanacak kadar saf salak değiliz elbette. Bizim ya da benim diyeyim derdim başta kendi kafamı değiştirmek, çünkü iş ahkam kesmeye gelince hepimiz atıp tutarız, fakat söylemlerle söylemleri pratiğe dökmek çok farklı şeyler. (Örneğin dün Kjb ile konuşuyoruz “zengin koca istemiyorum diye götünü yırtıyorsun, lan fakirin mayışı senin abur cuburuna yetmez” dedi. Nitekim benim de hiç ekonomik durumu kötü bir erkek arkadaşım olmadı.) Ve eğer ki biraz olsun becerebilirsem benden başka tek bir kişinin bile olsa fikirlerinde değişikliğe sebep olmak. <br />
<br />
Şimdi biliyorum, çoğu yazımda “ooo biz sevişiyoruz olum, çok süper, siz de sevişin, sabahlar olmasın” gibi mesajlar verdiğim oluyor. Yani doğruya doğru güzel bir şey, “yok değil” diyen çıkmaz herhalde. Sevişin süper, sabahlar da olmasın amına koyayım bana giren çıkan bir şey yok sizin sevişmenizde, fakaaat… Fakat! <br />
<br />
Önce on sekizden küçüklerle başlayayım, tamam biliyorum Gossip Girl var, tamam biliyorum sex, drugs, rock n roll gırla gidiyor, siz de özeniyorsunuzdur ona da eyvallah. Lan Jenny’yi hatırlayın ya, gitti verdi Chuck’a da noldu? Zır zır milletin kafasını sikmesi bir yana mis gibi Chuck Blair ilişkisini de bitirdi. Lan Gossip Girl’ün yeni sezonu başlasın artık ya ühühüh. Neyse durun ben ne anlatıyordum… Hani on sekize basınca reşit oluyorsun ya, işte o sadece belirli bir yaş durumu değil, belirli bir kafa durumuna da işaret ediyor. Tamam biliyorum Türkiye’de yaşıyoruz, ister on sekiz ol ister otuz, insanlar özgürce karar vermene izin vermeyecek. Fakat on sekizden önceki kararların pek de güvenilir olduğunu söyleyemeyeceğim, hatta şöyle geniş geniş bi yirmi bile olabilir yani. Kimseye akıl vermek değil derdim, ben bireyselliğe inanıyorum. Herkesin ne bok yemek istiyorsa yemesi ve o bokun sonuçlarına katlanması taraftarıyım. Fakat yediğiniz boku objektif biçimde değerlendiremeyeceğiniz zamanlar olur. Ve hormonların içinizde “Please Don’t Stop the Music – Rihanna” eşliğinde fıkkıdı fıkkıdı kaynadığı ergenlik objektiflik denen şeyin bünyenizde en az bulunduğu zaman dönemidir. O yüzden o yaşlarda hayatınızın geri kalanını ciddi manada etkileyecek, örneğin ilk sevişme gibi konularda hayati adımlar atmamaya özen gösteriniz. Hem sonraki hayatınızda yeterince “lan şimdi yattık acaba sevgili olduk mu” siksok işlerle uğraşacaksınız. Seks zevkli olduğu kadar Allah’ın belası bir şey de olabiliyor. Gidin fingirdeyin, elele tutuşun, sarılın falan. En son ne zaman birine sarılırken heyecanlandığımı hatırlamıyorum ben mesela. Bunun ne kadar boktan bir şey olduğunu biliyor musunuz siz? <br />
<br />
Biraz abartmış olabilirim belki ama idare edin nihayetinde eğitim fakültesinde beş senesini harcamış bir insan evladıyım, içimdeki baş öğretmen bambaşka!<br />
<br />
Gelelim on sekizden büyüklere. Siz de eşek kadar oldunuz size daha ne akıl vereyim ben de şunu siz de unutmayın, ben de unutmayayım; cinsel özgürlük sevişmek kadar istemiyorsan sevişmemek anlamına da geliyor. Biliyorum “bu gece başım ağrıyor”lar üçü geçince herifi elde tutmak biraz zor, biliyorum adamların eli dursa ayağı durmuyor (ben ayağı dedim ama siz anladınız.) Fakat sevişmek istemiyorsunuz diye gidecek olan herifin cehennemin dibine kadar yolu var! Bir ilişki sadece seksle yürümez. Gavur koymuş onun adını “fuck buddy” diyolllaaa… (Bu arada madem başöğretmen damarım tuttu İngilizce Öğretmeni olarak buna da müdahale edeyim elim değmişken, fuck body değil o, fuck buddy – yatak arkadaşı manasında.)<br />
<br />
Ne zaman ne bok yiyeceğinizi sevgiliniz, anne-babanız, toplum, cakcuk belirlemesin, siz belirleyin! Böyle çok coşkulu son cümle yazınca da kendimi Nil Karaibrahimgil gibi hissediyorum he. O da ne zamandır albüm çıkarmıyor, genç kadınlar rahatsız… Böyleyken böyle…agdabandihttp://www.blogger.com/profile/15479730150977212077noreply@blogger.com7